- Bilmiyorum...Hızlı yaşadım. Ama genç ölmekten çok, hızlı yaşlandım! Ancak hayattayım.
- Kayra, bir gün bana 'Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun' demişti.
- Düzenli kentlerin, amaçsızca yaşayan insanlar için kurulu tuttuğu düzenli tuzaklar vardır. Kent, amaçsızca kişinin sahip olduğu temel zaafa uygun bir amacı herhangi bir caddede karşına derhal çıkarır. Ancak nedense, bu ilk karşılaşma genelde geceleri gerçekleşir.
- En çok acı çeken piç aileleri kolay ders almayanlardır.
- Belki de korkmuştum hep uyumaktan.Uyuyan insanların üzerine abanan acizlik de iğrendirmişti beni.Onlar gibi görünmek,onlar kadar zayıf ve yalın olmaktan da korkmuştum.Uyuyan bir katil ile uyuyan bir azizin farkı olmadığından....
- Hep aynı sözü tekrarlardım kendime:bir şey aramayan asla kaybolmaz!Ve ben aramıyordum.Ne bir adresi,ne de birini...
- ''Oksijenden. Oksijen yüzünden paslanıyoruz. Oksijen yüzünden yaşlanıyoruz. Oksijenle işimiz olmasaydı eskimezdik. Açıkta kalmış elma gibi çürüyoruz. Sen de o yüzden paslanıyorsundur. Oksijenden.''
- Acı, insanın hayat tarlasında biçtiği buğdaylardan pişirdiği ekmekti.
- Gelecekten bir şey beklemeyenler, mutluluklarını geçmişte yaratırlar.
- Bir fahişe ile bir rahibenin, bir cani ile bir polisin yan yana yattığı mezarlıklar bana, hayattaki tek gerçek, tek yalansız manzara olarak görünürdü. Ama hoşuma gitmeyen şeyler içinde yine karşıma çıkan o insani kurnazlığı, ikiyüzlülüğü barındıran mezar taşı yazıları, dini sembollerdi. Yine devreye insanın yarattığı o tiyatro sahnesinin plastik dekorları giriyor ve ölümü dahi kendi çıkarına göre biçimlendiriyordu.