- Merhum Ziya Gökalp, Türkçülük fikrinin şimdiye kadar gelen ilk ve son teşkilatçısıdır. Dağınık fikirleri sistemhalinde toplayıp onlara çekidüzen veren ve Türkçülüğü ilmileştiren odur. Yaşasaydı, belki, bugünkü Türkçülük daha derlitoplu bir sistem halinde olacak ve pek hızlı yürüyen zamandan gereğince faydalanabilecekti. Fakat onun erken ölümü ve Türkçülüğü yeni bir ruhla yoğuracak ikinci bir teşkilatçının henüz gelmeyişi, bugün bu hareketin az çok aksamasına, hiç değilse geç büyümesine sebep olmaktadır.
- Türksoyu, eskiyi inkar eden, kendisine hizmet etmiş eski insanları küçük gören bir soy olmadığı için,böyle yapanların Türklüğünden daima şüphe eder.
- Gök Türkle bu loş yerdeki yüzbaşıyı görememişlerdi. Karabuka ölmüş, ölmeden önce parmağını kanına batırarak duvarın temiz ve ak yerine şunları yazmıştı: "Buyruğu yerine getirdirm. Ötüken'e selam..."
- Dünyada en güçlü kişi , ölümü göze almış olandır. ... Çin beği kendi erlerini de yağmadan faydalandırmak için arkasına döndü. Düzgün sıralar halinde duran erlerine bağırdı: -Haydi, siz de yağma edin ! O, bu buyruk üzerine erlerin sevinçle dağılacaklarını sanmıştı. Kimsenin yerinden kıpırdamadığını görünce şaşırdı. ...... Yüzbaşılardan birini çağırdı: -Neden buyruğuma kulak asmıyorsunuz ? Niçin yağma etmiyorsunuz ? -Yağmaya hakkımız yok ! -Neden ? -Köyü Binbaşı İşbara Alp almıştır. Hak onundur. -Ben size buyruk veriyorum. -Olmaz; türeye uymaz. ... Bazen yanlış bir davranış büyük sonuçlar doğurabilir ve hayatın akışını, tamamiyle tersine çevirir. Ondan sonra da ölüme kadar yanıp yakılmak fayda etmez. ... Akın oldu mu, savaş başladı mı, Türkler ata bindi mi artık onların gözleri yalnız ileriyi görür, geride bıraktıkları çocukları, evdeşleri, anaları akıllarına gelmezdi.
- Bir gün olur, elbette eski beğler dirilir; Yine kılıç kuşanır tarihteki paşalar. Yine şanlar alınıp nice canlar verilir, Yiğit akınımızdan yine dünya şaşalar. ?Türk tarihi? denen kahramanlık şiirini Yeniden yazmak için harcayacağın kandır. Mısraların içinde en güzel ve derini Batıda ?Niğbolu??, doğuda ?Çaldıran?dır. Yine batılıların üçüncü Kosova?da Topraklara sereriz, bir değil, birkaçını. Çekilince kılıçlar yeniden Haçova?da Param parça ederiz Cermenliğin haçını. Yine ufka açılır şanlı korsanlarımız, Bir Türk gölü yaparlar Akdeniz?in içini Acı acı gülerek bu gün susanlarımız. Yarın rezil ederler Romalı?nın piçini.
- Bu gün yollanıyorken bir gurbete yeniden Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize. Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden itler bile gülecek kimsesizliğimize Gidiyorum: gönlümde acısı yanıkların... Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda. Dün benimle birlikte gülen tanıdıkların Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda. Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz; Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına. Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin Değişilir topuda bir sokak kaltağına.
- Gerilir zorlu bir yay Oku fırlatmak için; Gece gökte doğar ay Yükselip batmak için. Mecnun inler, kanını Leyla?ya katmak için. Cilve yapar sevgili Gönül kanatmak için. Şair neden gam çeker? Şiir yaratmak için. Dağda niçin bağırılır? Feleğe çatmak için. Açılır tatlı güller Arılar tatmak için. İnsan büyür beşikte Mezarda yatmak için. Ve........................... Kahramanlar can verir Yurdu yaşatmak için...
- Kılıç Arslan öldü sanma, yaşıyor bizde! Atila'nin ateşi var içimizde! Kanije'nin gazileri daha dipdiri! Sınırdadir Pilevne'nin kırk bir askeri! Edirne'de Sükrü Paşa bekliyor nöbet! Dumlupınar denen şeyi bilirsin elbet! Şehitlerden elli milyon bekçisi olan Asılmaz bir kayadır bu ebedi Vatan! Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz; Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına. Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin Değişilir topuda bir sokak kaltağına.
- Kılıç Arslan öldü sanma, yaşıyor bizde! Atila'nin ateşi var içimizde! Kanije'nin gazileri daha dipdiri! Sınırdadir Pilevne'nin kırk bir askeri! Edirne'de Sükrü Paşa bekliyor nöbet! Dumlupınar denen şeyi bilirsin elbet! Şehitlerden elli milyon bekçisi olan Asılmaz bir kayadır bu ebedi Vatan!
- Arkasında olmasaydı şanlı bir mazi Bu milletten çıkar mıydı bir büyük ?GAZİ?? Kara toprak yine bizden gıda almasa Kalır mıydı aramızda türe yasa? Mazi bizim atamızdır, toprak anamız, Biri bizi yetiştirir, biri verir hız. Bu toprağa nasıl dersin kara bir ölü Ki bağrında bütün şanlı ecdat gömülü.