- Rusya ile nasıl barışabiliriz ki? Yaradan bizi zıt yaratmış, tarih bizi düşman yetiştirmiş, coğrafya bizi toprağa çarpışsınlar diye yerleştirmiş.
- Biz, insanlığın tarihine ve fikir dünyasına. Aristo?dan sonra ?ikinci öğretmen? olarak kabul edilen Fârâbî?yi verdik. Onlar ancak Korkunç Ivan?ları, Deli Petro?ları yetiştirdiler.
- Türk?ü sevmek demenin Moskof?a düşmanlık demek olduğunu, Türklüğe tapmanın içinde Moskof?a kinin de yer alacağını bilmek için derin bilgiye ve düşünceye lüzum yoktur. Tarihe ve haritaya bakmak yeter.
- Tövbekar olmuş vatan çocuğu (!) Sabahattin Âli?nin âkıbetini gördüler. Üç ay hapse girmemek için Bulgaristan?a kaçıyordu. Marksist düşünceli, fakat vatansever (!) bir Türk (!) şâiri (!) diye kampanya açılarak ve basta büyük vatansever insan (!) Ali Fuat Başgil?inki olmak üzere imzalar toplanarak hapisten çıkarılan Nazım Hikmet?in hemen Rusya?ya kaçarak ve Lehçe bir soyadı alarak geberinceye kadar Türkiye aleyhinde ?Bizim Radyo?dan neler söylediği, elbette unutulmamıştır.
- Karşı tarafta Slav sürüleri, tanklar, uçaklar, toplar ve milyonlar... Bu tarafta, berikilerine göre çok hafif silahlarla demirden ellerin tuttuğu çelik süngüler ve yüz binler... Bir de o yüz binlerin yardımcısı: Tarih, inanç ve elli milyon şehidin rûhu...
- Millî şuur uyanık olunca başıbozuktan kurmay, vatan haininden profesör, hekimden dilci, cahilden müverrih, yabancıdan vekil, serseriden ülkücü çıkmaz.
- Askeri ruh, hayatın her yerinde hakimdi. Savaşta ölmekten gurur duyarlar, yatakta ölmekten korkarlardı. Bu ihtimalle benizleri sararırdı. İslamiyetten önceki Türklerde İslamlığın cenneti gibi bir vaad yoktu. Böyle olduğu halde, şeref saydıkları için, savaşta ölmek isterlerdi.
- Türkler, en eski çağlardan beri kımız, şarap ve rakı içerek sarhoş olurlar, fakat ciddiyetlerini, vakarlarını asla bozmazlardı.
- Türklerin cinsi ahlakları da yüksekti. Yuva, aile ve evdeş muhterem sayılırdı.
- Ahlak, millet yapısının temelidir. O olmadan hiçbir şey olmaz.