- ?Büyük günler geliyor!..Dokuz yıla kalmaz; olan olur. Dokuz yıl daha geçer; katı kılıç kullanmak günü gelir?Kıtlık olunca ay parçalanacak!..Kara Kağan?ı öldürmeyeceksin? Onu tasa öldürecek. Bir ulu şehirde toplanmış kırk er görüyorum?Aralarında sen de varsın?Yağmur yağıyor?Irmağın kıyısında döğüşüyorsunuz?Budun kurtuluyor?Adınız unutulmayacak?Bin üç yüz yıllık ölümden sonra dirileceksiniz?Acunun batımına dek adınız gönüllerde kalacak??
- - İnsanlar kardeştir. İsa öyle söylüyor. - İsa da kim oluyor? - Tanrının elçisi ve oğlu! Yamtar az kalsın yere yuvarlanacaktı. Bir müddet söyleyecek söz bulamayarak yanağını kaşıdı. Sonra papaza sordu: - Bu İsa senin yalavaç (peygamber) dediğin adam mı? - Evet! - Tanrının oğlu olduğuna göre çok ulu kişi olsa gerek. - Elbette. - Boyu elli kulaç var mıydı? - Hayır! İsa yalavaç (peygamber) da senin gibi benim gibi bir kişidir. Yamtar, papaza keskin keskin baktı. Bu ak sakalı koca doğru mu söylüyordu? Bunu bir türlü anlayamıyordu. Yeniden sordu: - Tanrı hangi katunla evlendi de bu İsa Yalavaç (perygamber) doğdu? - Tanrı hiçbir katunla evlenmez. Artık Yamtar?ın canı sıkılmıştı. Bu bön koca neler söylüyordu? Bağırarak sordu: - Bana bak koca! Benimle doğru konuş. Tanrı evlenmediyse bu yalavaç (peygamber) anasız mı doğdu? - Hayır anası vardı. Onu Meryem doğurdu. - Bu Meryem, Tanırının katunu değil miydi? - Değildi. - Ama İsa?yı doğurdu, değil mi? - Doğurdu. - İsa da Tanrının oğlu? - Evet! Yamtar yüzünü göğe kaldırıp söylenmeğe başladı: ?İsa Tanrının oğlu. İsa?yı Meryem doğurdu. Ama Meryem, Tanrının katunu değil. Tanrı, İsa?nın babası? İsa?nın anası, babası var. Babası Tanrı? Anası Meryem? ama Meryem, Tanrının katunu değil? İsa?.?
- Masalda da gerçekte de kalbi olmayan bütün kızların adı Gökçen'dir.
- Bir gönülün âh u zâr ile dolmasının ne demek olduğunu gönlü rahat olanlar anlayamazdı.
- Başka milletlerin Türk taraftarlığı ve Türk sevgisi bu kelime ile ifade olunamaz. Zaten başka milletlerin Türk'ü sevmesi de gerçekten bir sevgiye değil, geçici bir nezakete, çıkara, siyasi zaruretlere işarettir. Türk'ü, gerçek olarak, Türk'ten başkası sevmez.
- Türkçülük bir ülküdür. Ülküler, milletlerin manevi gıdasıdır.
- Milletler, ölebildikleri kadar yasama hakkına sahiptirler.
- Türkçülük, dün bir kaynaktı; bugün çaydır. Yarın coşkun bir ırmak olacak ve önünde yabancı duygu ve düşüncelerden gelen bütün engeller yıkılacaktır.
- Türkler, Türkçülük ile güçlenecek, kurtulacak, ilerleyecek, yükselecektir.
- Bir millet yükselme iradesini taşımazsa, kendine güveni olmazsa, başkalarını taklitten başka bir şey yapamazsa, geçmişiyle övünmezse, başkalarından üstün olmak istemezse, ülkü için ölümü göze alamazsa, savaştan korkarsa, o millet içinden çürümüş demektir.