- Isıktaki ses duyuldu: ? Bugüne soruyorum. Selim Pusat?a ne lâzım? Milyarların bir ağızdan çıkan korkunç sesi gürleyerek cevap verdi: ? Adalet!.. Isıktaki ses yine sordu: ? Düne soruyorum. Selim Pusat'a ne lâzım? Daha korkunç bir ses uğuldadı: ?Adalet!.. Isık yine sordu: ? Yarına soruyorum. Selim Pusat'a ne lâzım? Kıyameti andıran bir gürültü dalgalandı: ? Adalet!.. ? Baska bir sey isteyen var mı? Bu soruya bir kadının zayıf sesi cevap verdi: ? Merhamet!..
- İnsanlar okunmamış birer kitaptır. En basitleri hakkındaki hükmü bile tamamının okunmasına bırakmalı. Biraz derince olanların ise, iyice okunduktan sonra üzerinde az veya çok düşünmek lazım.
- Aşk da böyledir. Aslında şehvettir yani hayvani bir istek. Fakat romantik bir muhayele onu o kadar süsler ve güzelleştirir ki, aşkın ilahi bir duygu olduğuna inanırız. Yüzlerce yıldan beri bu şairane tarifleri dinleye dinleye aşkın insan üstü bir şey olduğunu sanmışızdır.
- İnsanlar, babalarıyla analarının dağ gibi ümitleriyle dünyaya geldikten sonra denizler gibi ümitsizlikler içinde boğularak kaybolup gidiyorlardı.
- Aşırı boyalı geçkin kadınlar, güzelleşiyorum sanarak kendilerini çok çirkin ve gülünç hale sokan kuş beyinli kızlar, insanlık meziyetlerinin hepsinden sıyrılmış delikanlılar Pusat'a tiksinti verirdi.
- Dünyada en güçlü kişi , ölümü göze almış olandır.
- Sevginin niçini olmaz ki efendim? Düşünsem belki makûl bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakikî sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeyin güzel taraflarını bulmaya çalışırız. Bu da hodbinliğimizden doğar efendim
- <
> kabul olunan düşüncelere tahammül edemiyordu - -<< Amca! Kaç yaşında sipahi olurum?>> -<< Biçimine gelirse on sekizinde olabilirsin.>> Murad bu biçimine gelmenin ne demek olduğunu anlamamıştı.Zihninde kısa bir hesap yaptıktan sonra: -<
> dedi. Evren'e bakarak ilâve etti: -< > Evren, bundan hoşlanmadı: -< > -< > -< > -< > - Kan ve ölüm göre göre yüreği katılaşmış olan bu Türk sipahisi ;bu, gözyaşı nedir bilmeyen Osmanlı askeri bütün Kur'an okuduğu müddetçe ağlamıştı.