- Milli ülkümüzün ilk maddesini: "Bütün Türkler birleşecektir" diye ifade edebiliriz.
- Bizim gibi düşünmeyenlerin fikirlerine, kanaatlarına saygı gösteririz. Fakat samimi olmaları şartıyla... Büyük ülküleri, milli davaları gündelik ve aşağılık siyaset oyunlarına karıştıranların kannati hürmete layık değildir.
- Türk dünyasının dayandığı iki esaslı temelden birisini teşkil eden İslam dininin, milli varlığımızın ayrılmaz bir parçası olduğuna inanıyoruz.
- Çünkü geçmişini hor gören bir millet, ancak şerefsiz insanlardan kurulu bir topluluk olabilir.
- Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pevane olan kendini gizler mi hiç alevden? Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu. Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse; Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan, Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse? Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla, Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla! Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım; Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım. Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın, Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın, Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin; Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin! Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden, Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden? Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı, Vaslınla da dinmez yine bağrıdaki ağrı. Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu! Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu! Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı, Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı. Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler, Tek bendeki volkanları söndürse denizler! Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma ?Kaabil? İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil Sırretmeye elden seni bir perde olurdum. Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum. Mehtaplı yüzün Tanrı?yı kıskandırıyordur. En hisli şiirden de örülmez bu güzellik. Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur; Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik?
- 'Selam şanlı mazimize! Selam yarına! Selam zafer ordusunun silahlarına! ''
- ''Hayır! Rumeli'yi unutmayacağız... Hiçbir yeri unutmayacağız... Turgut Reis'in mezarı olan Trablus'u, kahraman Türk kadınlarına ve kızlarına mezar olan Rodos'u da unutmayacağız... Azerbaycan'ı, Kırım'ı, Türkistan'ı, Kafkasya'yı, Altay'ları, Ural'ları, Edil'leri, de unutmayacağız... Milli miras, Cibali imamının terekesi değildir. Onu Falif Rıfkı veremez... Onu kimse veremez....''
- ?? Fransızlar elli yıl Alsas?Loreni sayıkladılar. Hem de halkının çoğu Alman olduğu halde... Bir niçin kendi Alsas?Lorenlerimizi istemeyelim? Yirmi asırdır esir yaşayan Yahudiler Filistin davası ardında iken, Bulgarlar bir defa işgal ettikleri Trakya'yı isterken, Yugoslavlar vaktiyle bir defa sefer ettikleri Selânik'e hasret çekerken, Araplar Antakya ve Adana'yı benimserken, Lehliler Alman topraklarına yerleşirken, Mısırlılar Sudana sahip çıkarken, Moskoflar Kars ve Ardahan'dan dem vururken biz niçin eski yerlerimizi istemeyelim???
- ?? Kesin olmak siyasi ihtiyata uymaz.''
- ?? Filozof İlânasam o gün evinden çıkmamıştı. Kırala bir şiir yazıyordu. Her ne kadar kendisi filozof idiyse de ara sıra şiir de yazardı. Gözleri sevinçten parlıyordu. Fakat bu parlaklık pek belli olmuyordu. O kadar kalın kasları vardı ki gözlerinin ışığını örtüyordu. Bu kalın kaslarla, bu sevimsiz ve yalan dolancı yüzü ile hiç de bir Hatti?ye benzemiyordu. Asur?dan gelmiş, babası vezir olmuş, kendisi de Hattusas?ta doğmuştu. Asur dilini bilmezdi. Hatti öğretmenlerinden ders almıştı. Keyfine düşkün, tembel bir adamdı. Fakat kendisini satmasını bilirdi. Anası onu yılan yumurtasıyla beslediği için çok haindi. Kendisinden başka kimseyi düşünmezdi. Fakat ünlü bir filozoftu.