- Konuşmanın sonunda Albay Gerineldo Marquez ıssız sokaklara, badem ağacının üzerindeki kristalleşmiş damlara baktı ve kendini yalnızlık içinde kaybolmuş gördü. Manipleye basarak, "Aureliano," dedi. "Macondo'da yağmur yağıyor." Uzun süre karşılık gelmedi. Sonra Albay Aureliano Buendia'nın acımasız sözleri makineyi sarsmaya başladı. "Aptallaşma, Gerineldo," diyordu mors, "ağustosta yağmur yağmasından daha doğal ne olur!"
- Bir keresinde biri, albayın içine gömüldüğü yalnızlığı bozmak cüretinde bulundu. Kapının önünden geçerken, -Ne alemdesiniz, albayım, diye sordu. Albay Aureliano Buendia, -İşte burada, cenaze alayımın geçmesini bekliyorum, dedi.
- Bütün günlerini kefen bezini dokumaya vermişti. Sanırdınız ki, gündüz akşama kadar dokuyor, dokuması bitmesin korkusuyla da gece sabaha kadar söküyordu. Bu işi, yalnızlığını unutmak için değil, tam tersine, yalnızlığını yoğunlaştırmak için yapıyordu.
- Kesin olan tek şey ölümdür.
- Seks insanın aşkı bulamadığında elinde kalan bir tesellidir.
- Kocası kırgın bir tavırla "Kimse gitmek istemediğine göre, biz kendi başımıza gideriz," diye karşılık verdi. Ursula hiç istifini bozmadı. "Hiçbir yere gidecek değiliz," dedi. "Burada çocuk sahibi olduk o yüzden burada kalacağız." Jose Arcadio Buendia, "Ama daha hiç ölen olmadı," diye karşılık verdi. "insanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa, o adam o toprağın insanı değildir."
- Yarım yüzyıldır açık havada kalmaktan yıpranmış güçlü ihtiyarı, koca evde tek göremeyen Albay Aureliano Buendia'ydı. Ursula "Babana merhaba desene," dedi. Albay kestane ağacının altında bir an duraladı ve önündeki boşluğun içinde hiçbir sevgi uyandırmadığını bir kez daha algıladı. "Babam ne diyor?" diye sordu. Ursula, "Çok üzgün," dedi. "Senin öleceğini sandığı için üzülüyor." Albay gülümseyerek karşılık verdi. "Ona de ki," dedi, "insan ölme zamanı geldiğinde değil, ölebildiği zaman ölür."
- Katedralin saati yediyi vurduğunda gökyüzünde pembe renkli, berrak, tek bir yıldız vardı; geminin biri kederli bir veda çığlığı attı; yaşanabilecekken yaşanmamış tüm aşkların sıkıntısını bir Gordion düğümü gibi hissettim gırtlağımda.
- Yavrucuğum, bu dünyada yalnızız.
- Uyuyan bir kızın insanı böyle perişan edebileceği aklımın ucundan bile geçmezdi.