1.NOTUM SAYFA 7
Belki kızacaksın ama yeni bir kitap aldım onca ihtiyacımız varken kitap a para vermek müsrifçe bir davranış biliyorum
2.NOTUM SAYFA 13
Edebiyatçıların müsveddesi biter mi ? biri biter, öbürü başlar, ilk yazdıklarını beğenmez, ikincisine başlar.
3.NOTUM SAYFA 32
Sabahları hep yorgun bir halle belletmenlerin zoruyla kalkardım.
4.NOTUM SAYFA 36
Babası bir zamanlar onuncu dereceden bir kasaba memuru imiş.
5.NOTUM SAYFA 61
Babası kızıl hastalığından öldü diyor; ama kesinlikle açlıktan öldüğünü biliyorum. bütün bir aile bir tek odada kalıyor inanabiliyor musun ? tek odada beş kişi.
6.NOTUM SAYFA 65
Neden gençliğimde kitap okumadım diye kendime kızdım, edebiyattan anlıyanlar birbiri ile tartışmaya başladığı zaman benim pilim bitiyor. kendimi değersiz ve silik hissediyorum. evde tembel tembel oturdum. halbuki oturmak yerine başımdan geçenleri yazsaydım yazılanları okusaydım. bugün belki de tanınmış bir hikayeci olurdum.
7.NOTUM SAYFA 74
Klasik Rus yazarları gibi fakirliğimizi yazıp ipliğimizi pazara dökmüyor. Dedim ya belki biz Dün ya ya olaylara onun gözüyle bakamadığımız için cümlelerini anlamakta zorluk çekiyoruz.
8.NOTUM SAYFA 79
El kapısının ne olduğunu iyi bilirim anacığım. bir ekmek verir bin laf ederler. sana tepeden bakarlar. adam yerine koymazlar. senin de bir kalp taşıdığını bilmezler. verdikleri üç kuruşa onurunu şerefini ayaklar altına alırlar.
9.NOTUM SAYFA 84
hayatımda ilk defe dört arkadaşla birlikte tiyatroya gitmiştim. sahneye ilk çıkan kadına aşık oldum şuh sesi allı pullu elbisesi aklımı başımdan aldı. ellerim patlayıncaya kadar alkışladım. tezahürat yapmaktan bağırmaktan sesim kısıldı az kalsın tiyatrodan kovuluyordum.
10.NOTUM SAYFA 98
Sefil insanın kaybedecek bir şeyi kalmamıştır. yaşamaktan başka bir düşüncesi yoktur utanmayı bile unutmuştur. ancak fakir insan öyle değildir. çarşıda dolaşırken sokak da yürürken evine girerken yanımdan geçen insanlara ürkek ürkek bakar benden mi söz ediyorlar diye kulak kabartır. gülen ve tebessüm eden bir adam görse benim perişan halime gülüyor diye geçirir içinden.
11.NOTUM SAYFA 99
Hoş belki her zaman böyleydi de biz yeni fark ettik.
12.NOTUM SAYFA 111
Bizim bu insanlara ne zararımız dokundu ormanda ki vahşi hayvanlar bile bunların yaptığını yapmıyor. karınları tokken kendilerinden zayıf hayvancıklara dokunmuyorlar.
13.NOTUM SAYFA 135
Neden çoğunlukla iyi insanlar geride kötü insanlar ileride bilmiyorum anacığım böyle düşünmek tehlikeli bu soruları sesli sorduğun zaman vay haline kilisede bile papaz efendi böyle düşünmenin insanı dinden çıkaracağını söylüyor ama ben inanmıyorum eğer hepimiz tanrının kulları isek neden genç bir kız basma entari bulamazken kokanalar ipeklere bürünsün neden biri üç gün aç yatarken öbürü tıka basa yesin ben öyle sanıyorum ki bunlar tanrı nın bile gücüne gidiyordur.
14.NOTUM SAYFA 137
Zenginler yoksulların kötü talihlerin den yüksek sesle yakınmalarından hiç hoşlanmazlar. bu onlara arsızlık, yüzsüzlük gibi rahatsız edici gelir. yoksulluk elbette rahatsız edicidir yoksulun inlemesi zenginin keyfini kaçırır. nedendir dersin ? vicdanları rahatsız olduğu için mi keyifleri kaçıyor ?
15.NOTUM SAYFA 138
Şu zengin adam rüyasında ayakkabı görse herhalde bu altı delik üstü yamalı bir ayakkabı olmaz. ya Gorohavaya vitrinlerin de gördüğünü yeni bir ayakkabı yada içi keçeli bir çezmedir. dur şu zenginin rüyasına girip kulağına bir şeyler fısıldayım. neden hep kendini düşünür kendin için kazanır kendin için harcarsın be adam ayakkabıdan başka rüyana girecek daha asilce şeyler bulamaz mısın ? eger akşam tıka basa yemeseydin belki daha güzel rüyalar görecektin. dün sana el açıp bir ekmek parası diyen adama üç beş ruble verseydin belki de bu gece rüyanda zümrüdü ankanın sırtında dünyayı dolaşacaktın . yok yok bu zengin laftan anlıyacağa benzemiyor ne hali varsa görsün.
16.NOTUM SAYFA 143
Sizi çağırmadan önce sicilinizi inceledim . bütün amirleriniz sizden memnun görevinizi ihmal ettiğinize ve kötüye kullandığınıza dair hiçbir not yok . sizi ödüllendirmemiz gerekirdi. cüzdanını çıkardı. içinden yüz rublelik bir bankonot aldı bana uzatırken kusura bakmayın dedi bunu alın ve ihtiyaçlarınıza harcayın.
17.NOTUM SAYFA 155
Dünyada kaçınılmaz bir gerçek varsa , o da ölüm nerde, ne zaman ve nasıl seni yakalacağını bilemiyorsun.
18.NOTUM SAYFA 175
Tam elim kalem tutmaya ve üslubum düzelmeye başlamışken üslup mu ? üslup da neymiş ? ha üslup ha Farbela ... ikisi de beş para etmez.