- Bizim için, insan olmak, etiyle kanıyla, kemiğiyle insan olmak bile zor. Bundan utanıyoruz, bunu ayıp sayıyoruz. "Genel bir insan" denilebilecek, nasıl olduğu belirsiz bir şey olmaya çalışıyoruz. Aslında biz ölü doğmuş kişileriz. Aslında çoktandır canlı olmayan babalardan çoğalıyoruz ve bu durum giderek hoşumuza da gidiyor. Bir kolayını buluversek, neredeyse doğrudan doğruya düşüncelerden doğmayı sağlayacağız.
- Değil büyük insanlar, toplumda çok az, sürüden ayrılan, yani söyleyecek çok küçük de olsa bir şeyi olan insanların tümü, yaradılışları gereği, (kuşkusuz, az ya da çok) kesinlikle birer suçlu olmak zorundadır. Yoksa sürüden ayrılmaları çok güç olur. Sürüde kalmaya, gene yaradılışları gereği, razı olamazlar kuşkusuz. Bana sorarsanız razı olmamaları da gerekir.
- Ne mi yapmalı? Koparılıp atılması gereken her şeyi koparıp atacaksın, hepsi o kadar... Acılara da katlanacaksın kuşkusuz! (...) İnsana önce özgürlük ile güç gereklidir. Özellikle güç! Yüreksiz, aşağılık yaratıkların üzerinde bir egemenlik, karınca yuvasında elde edilmiş bir üstünlük!...
- Niçin yaşayacaktı ki? Ne amacı olabilirdi? Neye yönelebilirdi? Yalnızca var olmak için mi yaşayacaktı? Oysa bir düşünce uğruna, bir umut, bir hayal uğruna bile varlığını vermeye eskiden beri hazırdı. Yalnızca var olmak hiçbir zaman yetmemişti ona. Hep daha çoğunu istemişti. Belki de yalnızca isteklerinin bu gücünden ötürü o zamanlar kendini, öteki insanların yapmalarına izin verilenden daha çoğunu yapmaya hakkı olan bir insan görüyordu.
- '' Aklın çıkarla ilgili konularda aldandığı olmuyor mu ? İnsan refahtan başka şeyi de sevemez mi? Belki ıstıraptan da aynı derecede hoşlanıyordur? Hatta ıstırabın saadet kadar faydalı olması da mümkündür, insanın sırasında acıyı ihtirasa varan derecede sevdiği bir gerçektir. Bunu anlamak için dünya tarihine başvurmaya lüzum yok, hayatın ne olduğunu bilen bir insansanız kendi kendinize danışın, yeter.'' s.37
- Ah, niçin kuşlar kadar hür değilim?
Beni duvarlar arasına esir eden
Bu bağlardan nasıl kurtulacağım?
Daha bunun gibi birtakım hoyratça fikirler... - Pederler ve hocalarım, "Cehennem nedir?" diye düşünürüm.
Şu hükme varırım: "Sevmenin artık imkansız olduğuna dair çekilen bir acıdır." - Sefillik affedilemez bir kusur, büyük bir ayıptır. Yoksullukta yaradılıştan gelen asaletinizi koruyabilirsiniz, sefillikte asla. Sefil bir kimseyi insanlardan uzaklaştırmak için sopayla kovmazlar, süpürürler; onu daha çok aşağılamak için... ve buna hakları vardır, zira sefilliğe düşünce kişi ilk kendisi hazır olmalıdır kendini aşağılamaya.
- "Her hedefe varışta bir panik havası hasıl olur. İnsanoğlu, amacına ulaşmak için yürümeyi sever; ama ona ulaşmak, hesapta yokmuş gibi davranır."
- ''Herhangi bir şeyden olduğu gibi kumar oynamaktan da para kazanılabilir ve ben de kazanmaya bakarım. Hem niçin başka bir şeyden kazanılan para, kumarda kazanılandan üstün olsun? Niçin kumar ticaretten daha kötü olsun? Doğrudur, salona giren yüz kişiden sadece bir tanesi kazanır ama tüm işlerde böyle değil midir bu?''