- Kimi zaman öyle bir sınıra gelirsin ki,eğer o sınırı aşamazsan mutsuz olursun sonunda.Yok, eğer aşacak olursan belki daha da mutsuz olursun sonunda!
- Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı. Bu, yeni bir arayıcı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun içine bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. İçerdeki budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeri aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman ihtiyaç vardır.
- Fakat şu da var ki Liza, insan, mutluluğunu pek görmez, nedense hayatın hep üzüntüleri, sıkıntıları görünür ona. Fakat bir an olsun gerçeği görebilsek, aslında mutlu olacak birçok nedenin olduğunu görürüz. Bence mutluluk; her şeyin yolunda gittiği, kocanın seni çok sevdiği, koruduğu, bir an bile ayrı kalmak istemediği bir ailede vardır. Sıkıntılı günleri olsa bile, karı-koca mutludurlar. Sıkıntı çekmeyen insan yoktur zaten. Eğer evlenirsen bir gün, bunu sen de anlarsın... Dostoyevski - Yeraltından Notlar
- ?Zaten insanlar mutsuz olmadıkça başkalarının mutsuzluğunu anlamıyor. Mutsuz bir insanın hassasiyeti çok daha kuvvetli oluyor.? Dostoyevski / Beyaz Geceler
- Çünkü ıstırap ve acı geniş vicdanlar ve derin yürekler için her zaman zorunludur.
- Kan gövdeyi götürüyor, hem de keyifli keyifli, şampanya gibi akıyor. İşte size on dokuzuncu yüzyılımız.
- Okumaktan başka yapılacak işim, gidecek tek yerim yoktu.
- Kendilerine benzemediğim için, arkadaşlarımın hepsi beni hırçın, merhametsiz alaylarla karşıladılar. Halbuki alaya hiç dayanamıyor, herkes gibi başkalarıyla kolaycacık kaynaşamıyordum.
- O aralık tesadüfen aynada kendimi gördüm. Karmakarışık saçlarım, altüst olmuş sapsarı, haşin, çirkin yüzümü son derece iğrenç buldum. "Pekâlâ, varsın öyle olsun." diye düşündüm, "Beni çirkin bulursa daha memnun olurum..."
- Tanrının bana baş edemeyeceğim bir şey vermeyeceğini biliyorum. Sadece keşke bana bu kadar güvenmeseydi..