- Küçücük bir acınız olsa,on paralık yumurtası için ortalığı birbirine katan tavuklara dönersiniz.
- Sizi sevmeye layık değilim,ama karşınızda saygıyla eğiliyorum ve eğer mükemmel bir hayvan değilse,karşınızda her insan aynı şeyi yapar.
- Hem yürüyor, hem şarkı söylüyordum. Neşeli olduğum zamanlar, sevincini paylaşacak dostu, ahbabı olmayan kimsesiz her mutlu insan gibi ben de mutlaka bir şeyler mırıldanırdım.
- Kızın zekasına hayran oldum. Bu, güzelliğin yanında hiç de küçümsenmeyecek bir özelliktir.
- Hayalcinin tam bir tanımını yapmak gerekirse; insandan çok, ara kademede bir yaratık, demek yerinde olur. Oturmak için çoğu zaman cehennemin bucağındaki yerleri seçer. Gündüz ışığından kaçmak istiyormuş gibi, oralara sığınır. Bir köşeye yerleşince de, sümüklüböceğin duvara yapışması gibi, ayrılmak bilmez. Daha doğrusu, bu bakımdan hep evciğiyle birlikte yaşayan kaplumbağaya benzer.
- Günümüzün en çok sevdiğim saati; bütün iş, görev ve zorunlukların bittiği saattir.
- Hepimiz kaderimize küsüz, hayattan bezmişiz. Gerçekten de öyle; bakın, ilk bakışta sanki birbirimize dargınmışız gibi, ne kadar soğuk görünüyoruz. Buna baktıkça hayalcimiz, ?Zavallılar!..? diye düşünüyor.
- Şimdi ?Hani hayaller?? diye sormaktan kendimi alamıyorum. Baş sallayıp: ?Yıllar ne çabuk geçiyor?? demekten başka çare yok. Bu kez yeni bir soru karşınıza dikiliveriyor: ?Peki ama, geçen yıllar, ömrün en iyi yılları ne olacak?.. Yaşadın mı, yoksa yalnızca yaşadığını mı sandın?.. ? İçinizdeki ses: ?Bak, çevrende her şey nasıl gittikçe soğuyor?? demektedir. Umutsuzluk; yalnızlık içinde yıllar geçecek; sarsak ihtiyarlık bastonuna dayanarak karşınıza dikilecek. Her şey hüzüne, kedere bürünecek? Yaşadığınız o parlak dünya sönecek, hayaller, sarı yapraklar gibi bir bir dökülecek? Ah Nastenka, o zaman hem yapayalnız kalmak, hem de arkandan acıyacak bir şeyin olmadığını bilmek, ?çünkü yitirdiklerinin hepsi değeri sıfır olan hayaller; ne kadar acı, değil mi?
- Zaten insanlar mutsuz olmadıkça başkalarının mutsuzluğunu anlayamıyor. O zaman duygular daha incelip güçleniyor.
- Çoktandır aklıma takılan bir şey var: Niçin insanların en iyisi bile sürekli olarak başkalarından bir şey saklıyormuş gibi durur ve susar? Sözlerimizi tartarak konuştuktan sonra niçin karşımızdakine içimizi dökmemeli?.. Herkes olduğundan sert görünmek istiyor. Duygularını kolayca açıklarsa küçülecekmiş gibi bir kuşku var.