- - Demek beni sevmiyorsun?.. Dunya, hayır anlamında başını salladı. Svidrigaylov umutsuzlukla fısıldadı: - Beni? Sevemez misin? Hiçbir zaman?
- Tuhaftır, henüz kazanmasam da zengin gibi davranıyorum, öyle hissediyor, öyle düşünüyorum; kendimi başka türlü göremiyorum.
- Kumar oynamaya kendim için değil, başkasının adına başlama düşüncesi tuhaf bir duyguya kapılmama neden olmuştu. Son derece tatsız bir duyguydu bu ve bir an önce kurtulmak istiyordum.
- O anda çekilip gitsem iyi olurdu, ama tuhaf bir duyguya kapıldım. Kadere meydan okumak, şansımla alay etmek istedim.
- Şimdi yapayalnızım. Sonbahar geliyor, yapraklar sararıyor. Bu kasvetli küçük şehirde (ah ne kasvetli olur bu küçük Alman şehirleri!) bir sonraki adımımı planlamak yerine, izleri henüz silinmiş duyguların, taze hatıraların, yakın zamanda beni içine çekip girdabında döndürdükten sonra bir yerlere fırlatıp atan hortumun etkisi altında oturuyorum.
- '''Öyle dürüst ki, yanına yaklaştınız mı dehşete kapılıyorsunuz? Korkudan yanına yaklaşılamayan dürüst insanlardan nefret ederim.''
- ''....kendi kendinize yalan söylemeyin. Kendi kendine yalan söyleyip yalanını ciddiye alan insan sonunda ne kendinde ne de etrafta gerçeği seçemez olur. böylece hem kendisine hem başkalarına saygısızlık eder. Saygının olmadığı yerde sevgi de kaybolmaya başlar....''
- İnsan hayatın anlamından önce hayatı sevmeli. Mantığa dayanmadan , düşünmeden sevmeli.Duygulara gelince , onlarla sonra ilgilenir.Önce hayatı sevmeli sonra onu anlamaya çalışmalı, işte o zaman huzura erişilir.
- Bazen insanlar için mutluluk kalmaz, çünkü onu ümitleriyle harcamışlardır.
- Ve kederli bakışını nereye çevirse Her yerde derin bir küçülme içinde İnsanı görür!