- Ama az önce pek güzel söylediniz: Gerçekten de her duyguya, hatta kardeşçe merhamete bile yanıt vermeli!
- ? sanırım, her şeyin suçlusunun benim iyi yürekli kalbim olduğunu anladım, yani anlayacağınız kendimizi sorgulamaya kalkışınca hep yaptığımız gibi ben de kendi kendimi övdüm.
- -İşte bütün mesele bu! diye mırıldandı...Cesur ve utanmaz biri oldun mu, senden çekinirler!..Bütün yumruklar korkak, beceriksiz ve namuslu insanların tepesine iner...
- ?Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.?
- Müziğin iyi yanını, etkilerinin her türden duygumuzla anlaşabilmesinde, uzlaşmasında bulurlar. Şen şakrak adam, seslerde neşe, üzgün adamsa keder bulur. Evet sevinen adamın içinde sevincin, üzülenlerin içindeyse hüznün olduğu gibi...
- Bana toplumun gözüyle bakmayın. Yani demek istediğim şu ki bana ne olur insancıl bakın...
- Ama aşırı tutku, hele hele kıskançlık duygusu, bu tutkuların en güçlüsü, en azılısı değil midir?
- Çünkü efendim, bir adam kötülük yapmışsa, yıkımı bir kuşun gelecek olan fırtınayı önceden sezdiği gibi duyumsar.
- Bazen en çılgın, en imkansız görünen fikir kafanızda öyle kuvvetli bir yer edinir ki, öyle veya böyle gerçekleşeceğini zannedersiniz... Dahası bu düşünce şiddetli, güçlü bir arzuya eşlik ediyorsa, bazen onu kaçınılmaz, önceden belirlenmiş, kadere yazılmış, var olmaması, gerçekleşmemesi imkansız bir şey gibi kabul edersiniz! Belki burada başka bir şeyler, önsezilerin bir bileşimi, olağandışı bir irade, kendi hayal gücüyle kendini zehirleme veya buna benzer şeyler söz konusudur...
- "Tok açın halinden anlamaz" derler. Ben "Bazen aç olanlar da birbirini anlamaz" derim...