- Ama eğer gerçekten ne istediği sorulsa, cevap veremez...
- Sorun şu: Yıllar önce bir gün, tabii oldukça üzgün bir halde, Laurenziberg yamaçlarında oturuyordum. Yaşamdan dilediklerimi gözden geçiriyordum. En önemli ya da bana en çekici geleni, bir yaşam görüşü kazanma dileğiydi.
- ve zaten yaşamın kendisi bir olumsuzlamadır, dolayısıyla olumsuzlamak onaylamaktır.
- Görüyor musunuz, nasıl da yitirmişiz yolumuzu.
- Ne dersiniz? Pazara değin bir mektup gelir mi sizden? Olmayacak şey değil! Çılgınlık bu mektup istekleri. Tek mektupyetmiyor mu? Tek bir bilgi? Yeter elbette, gene de kana kana içmek istiyor insan bunları, durmadan kana kana içmek...Açıklayın bakalım bu isteği, Milena! Yüce öğretmenim!
- Yaşamımız diyorum, nasıl olsa bulanık bir su... Ne demeye onu daha da bulandırmak?
- Yaşamımız diyorum, nasıl olsa bulanık bir su... Ne demeye onu daha da bulandırmak?
- ...kendimi kendim inandırabilirim belki.
- Bu ters dünyayı ne zaman birazcık düzene sokacaklar, dersiniz?
- Salı günkü mektubun da bir dikeni var elbet, yenimi delerek geçiyor, sen batırıyorsun bu dikeni ama senden gelecek de dayanılmayacak ne var?