- Evlenmek bir aile kurmak, gelecek tüm çocukları kabullenmek, onları bu güvensiz dünyada yaşatmak ve hatta biraz da yol göstermek, benim inancıma göre bir insanın başarabileceği en yüce şeydir. Görünüşte bu kadar çok insanın bu kolayca başarması, bir karşı kanıt değil; çümlü birincisi, gerçekte o kadar da çok insan başaramıyor bunu ve ikincisi, pek de fazla olmayan bu insanların "yaptıkları" bir şey değil bu, yalnızca içinde yer aldıkları olaylar öyle gelişiyor; gerçi bu en yüce şey değil, yine de çok büyük ve çok saygın bir şey (özellikle de "yapmak" ve "gerçekleştirme" fiilleri birbirinden kesin hatlarla koparılamayacağı için). Ve nihayet söz konusu olan da o en yüce şeyin kendisi değil, ona uzaktan bile olsa, namuslu bir biçimde yaklaşmaktır yalnızca; dosdoğru güneşin ortasına uçmak gerekmez, dünya üzerinde, güneşin zaman zaman aydınlattığı ve insanın bir parça ısınabileceği küçük, saf bir köşeye sığınmak yeter.
- İki türlü savaş vardır. Bağımsız hasımların güçlerini tarttıkları şövalyece savaş; herkes kendi başınadır, kendi yenilgisini yaşar, kendi zaferini kazanır. Ve bir de yalnızca sokmakla kalmayan, aynı zamanda hayatını sürdürmek için kan emen böceklerin savaşı. Asıl paralı askerler bunlardır ve sen busun. Yaşama becerisinden yoksunsun; ama hayata rahatça, kaygısızca ve kendini suçlamadan yerleşebilmek için, tüm yaşama becerini elinden aldığımı ve kendi cebime koyduğumu kanıtlıyorsun. Yaşamak konusundaki beceriksizliğin artık seni ne ilgilendirecek, sorumlusu benim zaten, sen rahatça uzanıyorsun ve kendini hayatta, hem bedensel hem de zihinsel olarak bana çektiriyorsun.
- Hiç şüphe yok,artık vücudunu eskisiyle kıyaslanamayacak kadar denetim altında tutabiliyor,sert bir düşüşte bile hiçbir yeri yaralanıp zedelenmiyordu. Gregor sağda solda sürünüp dururken vücudundaki yapışkan madde yer yer iz bırakıyordu. Gregor'un sürünmesini mümkün olduğu kadar kolaylaştırmak isteyen kız kardeşi,onu engelleyen eşyaları,en başta da sandıkla yazı masasını ortadan kaldırmayı kafasına koymuştu.
- İnsanın belli başlı iki günahı vardır, öbürleri bunlardan çıkar: sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet'ten kovuldular, tembelliklerinden geri dönemiyorlar. Ama belki de belli başlı sadece bir günahları var: Sabırsızlık. Sabırsızlıklarından ötürü kovulmuşlardı, sabırsızlıklarından ötürü geri dönemiyorlar.
- Düz bir yolda yürüyor olsaydın, tüm ilerleme isteğine rağmen hâlâ gerisin geriye gitseydin, o zaman bu çaresiz bir durum olurdu; ama sen dik, senin de aşağıdan gördüğün gibi dik bir yamacı tırmandığına göre, adımlarının geriye doğru kayması, bulunduğun yerin durumundan ileri gelebilir, o zaman da umutsuzluğa kapılmana gerek yoktur.
- Kötü'ye bir kere kapılarını açmaya gör, kendisine inanılmasını beklemez artık.
- Dünyayla arandaki savaşımda, dünyanın yanında ol.
- İyi, bir bakıma rahatsızlık vericidir.
- Gerçeklerin peşinden paten kaymayı yeni öğrenen acemi biri gibi koşuyor, üstelik bir de yasak yerde egzersiz yapıyor.
- İnsanlarla iç içe olmak, insanı kendini gözlemlemeye götürür.