"Ah, Milena! Gece çöktü yine; Boş bir karanlıkla boş bir beyaz kağıdı öpmek aynı şey sanki, ama yalnızlığa da alıştım, karanlığa da."
Ne söyleyeceğim belli de, nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum...
Bir tek şey biliyorum: Gürültü, patırtı istemiyorum, karanlık olsun istiyorum, bir yerlere gizleneyim diyorum, bunu istiyorum işte, bunu arıyorum, bunun ardırdan gideceğim, elimde değil.
Ne var ki, duygularımızla yaşamıyoruz her zaman, acınacak durumdaki aklımızla yaşamayı daha doğru buluyoruz.
"Kişi yürek çarpıntısız yaşayamaz, ve sen yüz çevirdiğin sürece çarpmaz yüreğim, Milena."
"Oysa ben bütün vakitlerimi, hatta bütün vakitlerimden daha çoğunu , yeryüzünün bütün vakitlerini sana ayırmak istiyorum; seni düşünmek ve seni yaşamak için."
"Ve gece yazdığın mektup orada işte, nasıl okunabileceğini aklım almıyor, bir göğüs havayı solumak için böyle nasıl daralıp genişliyor, aklım almıyor, senden nasıl uzak kalınır, aklım almıyor."
Bir aydır hiç bir işe yaramayan gözlerim seni görecek! Mektuplarını okumayı ya da pencereden bakmayı saymıyorum elbet..
Ve benim seni düşünmek ve solumak için, sahip olduğum tüm zamana her zamankinden bin kez daha fazla ihtiyacım var.
"Ah! Milena sustukça birikiyor içimdeki kelimeler, sanki çığlık çığlığa söylemediklerim."
Namık Kemal
Necib Mahfuz
Bertrand Russell
Max Weber
Jiddu Krishnamurti
Nermi Uygur
Azra Erhat
Lily Prior
Metin Eloğlu
Richard Brautigan