- Daima benimle ol.
- Seni bırakmam, ama sen beni gönderirsen o zaman giderim. Beni gönderecek misin?
- Bu gece yatağına gittiğinde sana iyi geceler dileği olarak, ben ve bütün varlığım sana su gibi aksın.
- Mektubunuz geldi, öğlen yemeğinden önce, onu yanımda taşıdım, cebimden çıkarıp masanın üzerine koydum, sonra tekrar cebime koydum, aynen vücudumun bir parçası gibi, oyun oynayan çocukları izlerken duyulan haz gibi.
- Mektubunuz geldi, öğlen yemeğinden önce, onu yanımda taşıdım, cebimden çıkarıp masanın üzerine koydum, sonra tekrar cebime koydum, aynen vücudumun bir parçası gibi, oyun oynayan çocukları izlerken duyulan haz gibi.
- Para eline geçince bana haber ver. Eğer kaybolduysa bir miktar daha tekrar göndereyim, eğer o da kaybolacak olursa, yine gönderirim ve böyle sonuna kadar devam ederiz ta ki benden geriye bir şey kalmayana ve her şey yoluna girene kadar.
- Neler çevirdiği bilinmeyen entrikacı bir doğa; rüzgar gibi anlamsız görünen uğraşlar içinde, uzaklardaki, yabancı birinin adına, içyüzü hiçbir zaman bilinemeyen hizmetlerin peşinde...
- Dünyanın herhangi bir yerinde benim ihtiyacımı karşılayabilecek kadar sabır var mıdır Milena?
- İnsan dostluk kurma yeteneğine ancak çok gençken sahiptir. Bunu hiç fark etmemiş miydiniz? Sonraları, yaşlandığında -ya da şöyle diyelim: olgunlaştığında- dostluk kurmak ona korkunç zor ve zahmetli gelir, bu konuda adeta isteksiz ve tepkilidir ve dostlukları kesinlikle uzun soluklu olmaz.
- Bana öyle geliyor ki, iki insan birbiriyle, birlikte mutlu olmak istediği için evlendiği anda, işte tam da o anda, kendini mutlu olma ihtimalinden mahrum bırakmış, bu ihtimalin önüne geçmiş olur.Mutlu olmak için evlenmek tıpkı iki milyon için, bir araba için ya da baronluk için evlenmek kadar kâr amaçlıdır ve o iki milyon, araba ya da baronluk gibi mutluluk da mutlu olmaya yetmez. Bu dünyada cezasız kalmayacak bir şey varsa, o da manevi konularda yapılan hesap kitaplardır.