Bir sanığın hareket etmesi hareketsiz durmasından iyidir; hareketsiz duranın yaptıkları her an bir terazinin kefesinde, kendiside farkında olmadan, tartılabilir.
"Her şeye rağmen, mutluluktan ölünebiliyorsa, o zaman kesinlikle bu şekilde öleceğim. Ayrıca, ölüm döşeğindeki birisi, mutluluk sayesinde hayata tutunabiliyorsa o zaman ben de hayatta kalacağım."
"Mesela neden, sandalyene veya masaya oturduğunda, uzandığında veya uyuduğunda odanda, seni tamamıyla görebileceğim mutlu bir gardırop olamıyorum? Neden olamıyorum?"
Yüzde yüz bildiğimiz az bir şey vardır şu yeryüzünde, ama şunu iyi biliyorum Milena: Biz hiçbir zaman bir arada olamayacağız.
"Hayata bırakmamacasına yapışır sonra hayatın yakamıza yapışmasından yakınırız"
Mektubu bir kere daha zarfından çıkarıyorum, işte burası: Bana bir kez daha -her zaman değil, bunu hiç istemem- bir kez daha 'sen' de.
Milena, asıl mesele bu değil, sen benim için bir kadın değilsin, bir kız çocuğusun, daha önce görmediğim kadar saf bir kız çocuğu, sana elimi uzatmaya cesaret edemem; kirli, titrek, pençeyi andıran, terleyip soğuyan bu eli...
Bugün bir Viyana haritası gördüm, senin sadece bir odaya ihtiyacın olduğu halde böylesine büyük bir şehrin inşa edilmiş olmasını bir anlığına aklım almadı.
Dünya üzerinde, benim ihtiyaç duyduğum kadar sabır var mıdır Milena?
Yanımda yürüyordun Milena, düşünsene, yanımda yürümüştün!
Andrey Platonov
Orhan Pamuk
Nedim Gürsel
Turgut Özakman
İskender Öksüz
Mario Mazzanti
Halid Ziya Uşaklıgil
G. K. Chesterton
Bediüzzaman Said-i Nursi
Suzanne Collins