- Tek kitaplı adamdan kork...
- Üç tutku yönlendirdi hayatımı: Sevgi açlığı, bilgi arayışı ve başkalarının acılarına yönelik dayanılmaz bir merhamet. Aşk ve bilgi göklere yükseltti ama merhamet her seferinde çekip yere indirdi beni...
- Savaş çıkmaması için bir sistem bulmak, uygarlığımız için hayati bir gereksinimdir, ama insanlar yaşam yükü altında ezilip durmaktansa, birbirlerini yok etmeyi tercih edecek derecede mutsuz oldukları sürece, böyle bir sistem oluşturma olasılığı yoktur.
- Ne var ki, dini yaşamın günlük uğraşıları benliğini unutturuncaya kadar kişi mutlu olamaz. Dinden ileri geldiği sanılan mutluluksa, temizlik işçiliğiyle de elde edilebilir; tabii kişi bu işte çalışmak zorunda olmak koşuluyla. Başka türlü tedavi edilemeyecek derecede kendi içine kapananlar için mutluluğa kavuşmanın tek yolu, dış dünya ile ilgilenmektir.
- Kendini büyük görme hastası birçok deli vardır; aynca adı tarihe geçmiş büyük adamların çoğu kendini büyük görme hastasıdır. İktidar aşkı, tıpkı gurur gibi, insan doğasının güçlü bir öğesidir ve bir dereceye kadar hoş görülebilir; yalnız aşırı olduğu ya da gerçeğe değil hayale dayandığı zaman üzücü olur. İnsanı ya mutsuz ya budala, hatta hem mutsuz hem budala yapar.
- Örneğin, sarhoşluk geçici bir intihardır; mutsuzluğu bir süre için unutmaktır. Kendini büyük görenle kendine tutkun olan, mutluluğa kavuşmak için yanlış yol tutmuş olmalarına karşılık, mutluluğun mümkün olduğuna inanırlar; ama nasıl olursa olsun sarhoş olmak isteyen, unutmaktan başka çıkar yol bulunmadığına inanmış demektir.
- Mutsuz olanlar, tıpkı rahat uyuyamayanlar gibi, mutsuzluklarıyla gururlanırlar. Bunların gururlanmaları, kuyruğunu yitiren tilkinin durumuna benzemektedir; eğer böyleyse, hastalığın tedavisi yeniden kuyruk büyütmenin yolunu göstermekle mümkündür. Ben şuna inanıyorum ki, nasıl mutlu olunacağını bilen insanların pek azı, mutsuz kalmak ister.
- Hayat, kadın ve erkek kahraman bir sürü felaket yaşadıktan sonra mutlu bir sonuçla kapanan bir tiyatro oyunu değildir. Ben yaşarım, göreceğimi görürüm, çocuğum benim yerime geçer, o da göreceğini görür; onun çocuğu da onun yerine geçer. Bunda üzülecek ne var? Böyle olmasaydı da sonsuza dek yaşasaydım, yaşamın zevkleri eninde sonunda tatlarını yitirirlerdi... Şimdiyse bu zevkler "her zaman taze"dirler.
- Eğer ruh hali mantığa bağlıysa, umutsuzluk için olduğu kadar sevinç için de neden var demektir.
- Aşka inancımı yitirmiş değilim ama benim inanabileceğim aşk, Viktoryenlerin hayran oldukları aşktan farklıdır; benimki serüvenlidir, gözleri açıktır, iyinin farkında olduğu gibi kötünün de bilincindedir, ayrıca kutsallık taslamaya da kalkışmaz. Hayranlık duyulan aşka bu gibi nitelikler eklenmesi, cinsel tabunun bir sonucuydu.