Biz evvela kelimeleri öğreniriz sonra yaşadıkça teker teker manalarını...
"Acaba , hep alışkanlık mı? Hep yanımızdekileri mi seviyoruz?" dedi.
Her şey değişebilir , hatta kendi irademizle değiştiririz.Değişmeyecek olan , hayata şekil veren , ona bizim damgamızı basan şeylerdir...
Kapının önünde kalmıyoruz ki , evin içine giriyoruz , ona sahip oluyoruz , benimsiyoruz , benimdir , diyoruz , istiyoruz , memnun oluyoruz.Gidenin arkasından ağlıyor , gitme! diye eteklerine yapışıyoruz.Hiçbir şeyi kendimizden ayırmıyoruz.
Ne ölüm var , ne de hayat var.Biz varız.İkisi de bizde.Onlar , ötekiler sadece zaman aynasından geçen küçük , büyük arızalardı.
Yolun büyüğü , küçüğü yoktur.Bizim yürüyüşümüz ve adımlarımız vardır...
Sinirlerin bu gergin anında , aralarına bir varlık mı yoksa bir yokluk mu girmişti? Onu bir ümitsizliğin aynasından mı seyrediyordu? Yoksa bir hakikatin , çok büyük bir hakikatin kendini aydınlatan fâni bir kıvılcımı gibi mi görüyordu...
Her düşüşün altında bir başkası vardır.Ve herkes kendinin mezarıdır...
"Sana şimdiye kadar mektup yazabileceğim bir ruh rahatını elde edemedim." s.30
"Yazık ki asabım çok bozuk. Müthiş huzursuzluk içindeyim ve bir dakika bir yerde rahatça durabilecek halde değilim." s.30
Ahmet Telli
Pınar Çekirge
Serdar Özkan
Kristin Hannah
James Dashner
Ercan Kesal
Maeve Binchy
Emre Kongar
Truman Capote
Carlos Fuentes