- "Ne olacağım bilmiyorum. Hakikaten bu bozuk asap, bu kararsızlık, bu sabırsızlıkla ne yapabilirim?" s.34
- "Hiçbir zaman şu son günlerde olduğu kadar ölüme yakın olmadım. Adeta bana bir teselli hissi veriyor, bir gün öleceğimi düşünmek. Başka şeylerden korkuyorum. Zaten ömrüm korku içinde geçiyor." s.34
- "Bizim sanki edebiyatçı olmamızda ne mana var? Hele ben... Bir zamanlar yazı yazmak, meşhur olmak ümitlerinden öyle vazgeçtim ki! Bu ocağı sen Paris'ten gelince tekrar üfledim. Bugünkü ıstıraplarımdan, bir kısmından mesulsün. Pek ala rahattım. " s.35
- "Burada hayat kendi yürüyüşünde. Ağır aksak gidiyor işte. Günler fazla şeyler ümit ettirmeden geçiyor; her şeyi eski yerinde görmenin huzuru gitmese, her şey iyidir diyebiliriz." s.37
- " Fakat bunlara asıl mukabele çalışmakla olabilir. Halbuki ben onun zevkini kaybettim. Çalışmak, ama nasıl, nerde, hangi kafayla, hangi asap ve hangi muhitle?" s.37
- "Ne oluyoruz, bütün bu kadar ıstırap, mahrumiyet, hayat çeşmesinin başında bir yudum su bile içmeden beyhude bekleyişler, hepsi hepsi boşuna mı gidecek?" s.38
- "Kendimi hakikaten ne ile teselli edebilirim?" s.39
- "Bu kadar sathi oluşuma sebep ne? bilir misin, öldürücü bir şey bunları düşünmek. Yemek olacağım yerde sofrada kaşık filan gibi bir şey oldum. Beni asıl müteessir eden kupkuru kalışımdır." s.39
- "Fikrin bendeki kıtlığı; bu kadar, düşüncenin az ziyaret ettiği bir kafa neye yarayabilir?" s.39
- "...her şeyden vazgeçmiş bir adam olmağa başlamıştım, beni sarstınız. minnettarım" s.42