Yağmur yağarken insanın kalbi acı çeker, dedi Zorba. Kusura bakma ama, patron. Bir çitin dibine eğildi, ilk yabani zambakları kopardı. İlk kez zambak görüyormuş gibi, uzun uzun doymak bilmeyen bir gözle onlara baktı, gözlerini yumarak kokladı; içini çekti, sonra bana verdi: -Patron, dedi, taşların, çiçeklerin, yağmurun söylediklerini bir bilseydik...! Belki bağırıyorlardır, bağırıyorlardır bize de işitmiyoruzdur. Nah işte, tıpkı bağırdığımız halde, onların da bizi duymadığı gibi. Dünyanın kulakları ne zaman açılacak patron..? Ne zaman gözlerimiz açılacak da göreceğiz..? Taşlar, çiçekler, yağmur ve insanlar, kucaklarımız ne zaman açılıp birbirimize sarılacağız..? Sen ne dersin, patron..? Bu konuda, kitaplar ne söylüyor..? Zorba'nın sevdiği deyimi kullanarak karşılık verdim: -Elinin körünü söylüyor, elinin körünü..! Bunu söylüyorlar işte, başka bir şey değil... Zorba kolumdan tuttu, -Aklıma bir şey geldi, dedi. Bunu sana söyliyeceğim, ama kızmayacaksın.. Bütün kitaplarını bir yere yığ ve yak. O zaman anlama olanağı bulursun belki......
Diğer Nikos Kazancakis Sözleri ve Alıntıları
Bugüne kadar senin hakkında ileri geri konuştuysam kusura bakma, insanız affet.
"Ben bir şeye özlem duydum mu ne yaparım bilir misin? Bir daha bıkıp da hatırlamayacak kadar yerim yerim... Ya da tiksintiyle hatırlamak için. Bak bir zamanlar çocukken kirazlara karşı anlaşılmaz tutkum vardı. Param olmadığı için azar azar alıyor,yiyor yine istiyordum. Gece gündüz kiraz düşünürdüm, salyalarım akardı; işkenceydi bu! günün birinde kızdım mı, utandım mı, bilmiyorum; baktım ki kirazlar bana istediklerini yaptırıyorlar ve beni rezil ediyorlar, ne plan kurdum bilir misin? Geceleyin yavaşça kalktım, babamın ceplerini yokladım, gümüş bir mecidiye bulup çaldım. Sabah sabah da kalktım, bir bahçeye gidip bir sepet dolusu kiraz aldım, bir çukurun içinde oturup başladım yemeye. Yedim, yedim, şiştim, midem bulandı, kustum. Kustum patron! O zamandan beri de kirazlardan kurtuldum; bir daha gözüme görünmelerini dahi istemedim. Özgür oldum. Artık kirazlara bakıp şöyle diyordum. Size ihtiyacım yok! şarap için aynı şeyi yaptım, sigara için de. Hala içiyorum ama istediğim anda harp diye bıçakla keser gibi kesiyorum. tutku bana egemen olamamıştır. Yurdum içinde aynı şey, hasret çektim, bıktım,kustum kurtuldum!" sf194
"Bir zamanlar diyordum ki:Bu Türktür, bu Bulgardır, bu Yunanlıdır. Ben vatan için öyle ÅŸeyler yaptım ki patron tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yaÄŸma ettim... Neden?Çünkü bunlar Bulgarmış, ya da bilmem neymiÅŸ... Åžimdi kendi kendime sık sık şöyle diyorum, hay kahrolasıca herif, hay yok olası aptal! Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır bu kötü adamdır. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk. Hepsi bir benim için. Åžimdi iyi mi kötü mü yalnız ona bakıyorum. Ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça buna da bakmamaya baÅŸladım. Ulan ister iyi ister kötü olsun be. Hepsine acıyorum iÅŸte... BoÅŸversem bile bir insan gördüm mü içim cız ediyor. Nah diyorum bu fakir de yiyior, içiyor, seviyor, korkuyor,(...) o da kıkırdayacak ve dümdüz topraÄŸa uzanacak,onu da kurtlar yiyecek... Hey zavallı hey! Hepimiz kardeÅŸiz be... Hepimiz kurtların yiyeceÄŸi etiz....Nikos Kazancakis-ZorbaÂ
"senin anlayacağın, karga eskiden namuslu,doğru ve bayağı karga gibi yürürmüş ama, günün birinde keklik gibi kırıtarak yürümek esmiş aklına ve zavallı, o zamandan beri kendi yürüyüşünü de unutup sapıtmış; şimdi de görmüyor musun, sıçraya sıçraya gidiyor..."
...
Ne makine ÅŸu insan be
İçine ekmek, şarap, balık, turp koyuyorsun
İç çekmeleri
Gülüşler
ve düşler çıkıyor
Her insanın kendi deliliği vardır; bana da öyle geliyor ki, en büyük delilik, bir deliliğe sahip olmamaktır.
Nikos KAZANCAKİS, Zorba
"Kendin yarı şeytan olmazsan, şeytandan nasıl kurtulursun be? "
Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan, avare et ve korkma! Tanrı, baş şeytandan çok, yarım şeytandan iğrenir!
Özgür değilsin, senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden daha uzun, hepsi bu kadar.
"Artık dünküleri hatırlamaktan, yarınkileri istemekten vazgeçtim; şimdi, şu anda ne oluyor, o ilgilendiriyor beni."
Nihat Genç
İskender Pala
Katharine Burdekin
BeÅŸir AyvazoÄŸlu
Emre Kongar
Carlo Collodi
James Bowen
Arundhati Roy
Tezer Özlü
Sadık Yalsızuçanlar