Türkçülüğün sert bir ahlâkı vardır. Türkçü kendisini mühimsemez, alçakgönüllüdür, suç yapmışsa veya yapılmışsa itiraf eder. Geçmişe ve eski değerlere bağlıdır. Eski Türkçüleri devirerek yükselmeyi düşünmez. Kalbi yalnız milletine hizmet etmek duygusu ile vurur. Bencillik davasında değildir.
Diğer Hüseyin Nihal Atsız Sözleri ve Alıntıları
 Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
 Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
 Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
 Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...
 Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder... Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
 Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
 Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
 Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
 Hayat ölümün başlangıcıdır. Hayat ölümün başlangıcıdır.
 Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
 Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
 Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
 Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...
 Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder... Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
 Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
 Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
 Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
 Hayat ölümün başlangıcıdır. Hayat ölümün başlangıcıdır.
 "Ummadık yerden gelen iyilik ve nezaket insanları daha çok sarar ve sarsar." "Ummadık yerden gelen iyilik ve nezaket insanları daha çok sarar ve sarsar."
 "Acizleri layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar!" "Acizleri layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar!"
 "Bana insanlardan mı bahsediyorsun?" demişti. "İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir." "Bana insanlardan mı bahsediyorsun?" demişti. "İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir."
 "Hakikaten şu insanlar pek müz'iç mahluklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı." "Hakikaten şu insanlar pek müz'iç mahluklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı."
 Lale Müldür
 Lale Müldür Yavuz Bahadıroğlu
 Yavuz Bahadıroğlu Boris Vian
 Boris Vian Nil Gün
 Nil Gün Jean-Christophe Grangé
 Jean-Christophe Grangé Johann Wolfgang von Goethe
 Johann Wolfgang von Goethe Sinan Yağmur
 Sinan Yağmur Simone de Beauvoir
 Simone de Beauvoir Kemal Tahir
 Kemal Tahir