''Ne garip bir durumdaydık. Bir taraftan Hilafet kuvvetleri halka musallat olmuştu. Bir tarafta Kilikya?da Fransız kuvvetleri halkı öldürüyor, diğer yandan Yunanlılar etrafı yakıp yıkıyor, adam öldürüyordu. Nihayet, İstanbulda?ki İtilaf kuvvetleri de halkı eziyordu. Adeta, Garbin hakikat halde, Şark?a ??sopa siyaseti?? tatbik ettiklerini ve ??Kahrolsun Türkler?? diye bağırdıklarını duyuyor gibiydim. Türklerin kendileri de aralarında boğuştukları için, Milletin Ateşle İmtihanı?nın en korkunç anlarını yaşıyorduk.''
Diğer Halide Edib Adıvar Sözleri ve Alıntıları
Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi!
Eğer Tevfik, meramını anlatabilseydi sanatın yazıda değil, her an değişen hayatta olduğunu söyleyecekti. Ve eğer para denilen şeyin kıymetini bilseydi bu fırsatta âdetâ zengin olabilirdi. Fakat kazancı bir elinden giriyor, bir elinden çıkıyordu.
Milletler dostumuz, hükumetler düşmanımız olmuştu.
Nefer iki sınıf, bir kısmı çocuk gibi nazlanıyor, herkesin kendisiyle meşgul olmasını istiyor. Şehit olmuş bir arkadaşın veyahut zabitin matemini yüksek sesle ağlayarak tutuyor. Öteki kısmı ziya gibi, göğsü açık, çok zaman kan içinde başının ay yıldızlı başlığı altında yanık ve kavi yüzü bir tablo gibi duruyor. Bu yüzde hiçbir şey değişmiyor, sabit ve sinirsiz gözleriyle öylece bakıyor.
Başkumandanın hiç uyumadığını söylüyorlar. Dairesinde daima aynı parlak ışık, aynı gölgelerde hareket.
Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi!
Eğer Tevfik, meramını anlatabilseydi sanatın yazıda değil, her an değişen hayatta olduğunu söyleyecekti. Ve eğer para denilen şeyin kıymetini bilseydi bu fırsatta âdetâ zengin olabilirdi. Fakat kazancı bir elinden giriyor, bir elinden çıkıyordu.
Milletler dostumuz, hükumetler düşmanımız olmuştu.
Nefer iki sınıf, bir kısmı çocuk gibi nazlanıyor, herkesin kendisiyle meşgul olmasını istiyor. Şehit olmuş bir arkadaşın veyahut zabitin matemini yüksek sesle ağlayarak tutuyor. Öteki kısmı ziya gibi, göğsü açık, çok zaman kan içinde başının ay yıldızlı başlığı altında yanık ve kavi yüzü bir tablo gibi duruyor. Bu yüzde hiçbir şey değişmiyor, sabit ve sinirsiz gözleriyle öylece bakıyor.
Başkumandanın hiç uyumadığını söylüyorlar. Dairesinde daima aynı parlak ışık, aynı gölgelerde hareket.
Philippa Gregory
Marquis de Sade
Doğu Perinçek
Bilge Karasu
Abdülkadir Geylani
Attila İlhan
Daniel Klein
Mustafa Ulusoy
Alexandre Dumas
Patrick Süskind