Marka sahibi şirket, markalı pantolonu giyen erkeği veya marka parfümü sürünen kadını bütün dünyada devşirdiği sürüsüne katıyor. Kovboyların sığırları damgalaması gibi. Marka hegemonik bir şey. (...) Marka giyerek sürüden ayrıldığını sanıyorsun. Farkı fark edin diyorsun. Heyhat! Bu aldanışın daniskası. Gerçekte sen de bu markanın bir neferi oluyorsun. - Sayfa 98
Diğer Mustafa Kutlu Sözleri ve Alıntıları
Gülün ömrü de kısadır.
Bu ömrü kısa gül, herhalde koklanınca gül kokusu duyulan güldür.
Malum, ömrü uzun ama koklanınca gül kokusu duyulmayan güller de var.
Gülün ömrü de kısadır.
Bu ömrü kısa gül, herhalde koklanınca gül kokusu duyulan güldür.
Malum, ömrü uzun ama koklanınca gül kokusu duyulmayan güller de var.
Kalabalıkta kimsenin yüzü kendinin değildir, bilirsin.
"Kalabalıkta kimsenin yuzu kendinin degildir, bilirsin"
İstanbul böyledir."Yaşanmaz burada" der, çeker gidersin; üç gün geçmeden özlersin.
"Ne zaman o tahta sıralara oturdum? Ne zaman o bankanın adına sırtımı verdim?" [s. 9]
"Tâ Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekân değişti." [s. 143]
"Ne zaman o tahta sıralara oturdum? Ne zaman o bankanın adına sırtımı verdim?" [s. 9]
"Tâ Adem atamızdan bu yana sürüp gelen zaman bitti; mekân değişti." [s. 143]
Geceler gebedir, meşime-i şebden neler doğar bilemeyiz.
Mahmut Esat Bozkurt
Carlos Ruiz Zafon
Dido Sotiriyu (Dido Sotiriu)
Enis Batur
Bertolt Brecht
Batuhan Dedde
Virginia Woolf
Thomas Harris
John Steinbeck
Tami Hoag