JOSE SARAMAGO, Yazar (Nobel Edebiyat Ödülü-1998) 2005, TR:2014 (4.Basım); KırmızıKedi Yayın, Çeviren: Mehmet Naci Kutlu, 204 sf.
http://www.kitabinomurgasi.com/2015/02/jose-saramago-olum-bir-varms-bir-yokmus.html
-Ertesi gün hiç kimse ölmedi (SADECE O ÜLKEDE). ...yirmi dört saat boyunca, ne hastalıktan, ne ölümcül bir kaza sonucunda, ne de sonuna kadar götürülmüş bir intiharın neticesinde hiçbir şekilde HİÇ KİMSENİN ÖLMEDİĞİ görülüyor, hiç kelimesi durumu özetliyordu.
-...ölüm ortadan kalktığında, diriliş de olmayacaktır, diriliş umudu ortadan
kalktığında da KİLİSE yok olur (Kilise çok zora girer ve ne diyeceğini bilemez).
-Tahmin edilebileceği üzere, ilk hoşnutsuzluk emareleri CENAZE LEVAZIMATI ile uğraşan firmalardan geldi.
-Çok geçmeden gerek özel gerekse devlete bağlı HASTANELERİN yöneticileri de yetkili makamlar nezdinde endişe ve sıkıntılarını dile getirmek için kendi branşları ile ilgili bakanlık olan Sağlık Bakanlığı'nın kapısını çaldılar. ...durum arabaların trafikte sıkışmasına benziyordu. ...yatan hasta sayısı sürekli olarak artmaktaydı.
-Yakınlarının sümüklerini silmeye, tutulamayan doğal ihtiyaçların sevimsiz sonuçlarına katlanmaya ya da geceleri lazımlıkla uğraşmaya sabrı olmayan ailelere nefes aldırmak için kurulan hayır kurumları olan HUZUREVLERİ de çok geçmeden ...başlarını vurabilecekleri bir ağlama duvarı arayışı içine girdiler.
-SİGORTA Şirketleri Birliği başkanı, basın ve yayın organlarının önüne çıkıp, Yaklaşmakta olan korkunç bir tehdit sektörümüzün geleceğini tehlikeye düşürecektir diye açıklama yapar...ve sigortalıların yaşam sigortalarının derhal İPTAL edileceğini bildirir.
-EMEKLİ MAAŞLARI nasıl ödenecek, eğer tekrar ölmeyi beceremezsek geleceğimiz karanlık denilir.
-(birilerinin bir sınır ülkesine geçer geçmez ÖLDÜĞÜ haberi) Bomba gibi patlayan haber, yıldırım hızıyla tüm ülkeyi dolaştı, ...basın ve yayın organları ALÇAKLARI kınadılar, ...buna karşın, kırk sekiz saat içinde, ülkenin tüm sınır bölgelerinden benzer uygulamalarla ilgili haberler yağmaya başladı. ...(Hükumet göstermelik sınır önlemleri alır ve el altından göz yumulması talimatı gönderir; bu işi yapmak üzere illegal örgüt kurulur).
-Üç komşu ülke, hiç kimsenin ölmediği, yoldan çıkmış ülkeden gelen ölü gömen timlerden, maphia üyelerinden ve hatta sıradan halktan iyice rahatsız olduklarında, verilen birçok diplomatik notanın da sonuçsuz kaldığını gördükten sonra, ortak bir hareketle ASKERİ birliklerini harekete geçirerek sınırlarını koruma altına aldılar. ...eylem definden ibaret olsaydı bir nebze hoş görülebilirdi ancak insanlar, öldürmeye, CİNAYET işlemeye, saf dışı bırakmaya ve birtakım hayatları söndürmeye gidiyorlardı.
-...(sonuçta) komşu ülkelere sadece girip çıkmaya karar verdi, hastalar diğer tarafa geçer gezmez ölüyorlardı ve ...sadece ölüm anına ihtiyaç vardı.
(YEDİ AY sonra bir gün ÖLÜM, üç saat sonra, gece yarısıyla birlikte TEKRAR ÖLÜMLERİN BAŞLAYACAĞINI, kimlerin öleceğinin ise EFLATUN ZARFLAR içerisinde kişilere bildireceğini ülke televizyonundan duyurulmasını sağlar)
(insanların büyük rahatsızlığını görünce karar değiştiren ÖLÜM, yine EFLATUN ZARFLARLA, bu kez BİR HAFTA MÜDDET VEREREK can alacağını duyurur)
***Bu başlıklar altında meydana gelen gelişmeleri; EFLATUN ZARFIN ulaşmadığı birine (köpeğiyle yalnız yaşayan bir müzisyene) zarfı ulaştırmak için KADIN kılığına giren ÖLÜMÜN yaptıklarını; ve harikulade FİNALİ müthiş Saramago ironisiyle okumak isterseniz, pişman olmayacaksınız.***
Diğer Jose Saramago Sözleri ve Alıntıları
- İnsan kararsızlığından kurtulmak uğruna öylesine büyük bir ihtiyaca kapılır ki ne olursa olsunbir şeyler yapmak ister,yapacakları ne kadar yararsız,ne kadar anlamsız olursa olsun,halen kendi iradesiyle karar verebildiğini görmesi açısından önemlidir,tıpkı girmemizin yasak olduğu bir kapının deliğinden bakmamız gibi.
- İnsanların tarihi tanrıyla anlaşmazlıkların tarihidir, o bizi anlamaz biz de onu anlamayız.
- Tıpkı Habil'i öldürmemi önleyebilecekken öldürmeme izin vermekte senin de özgür olduğun gibi, bütün diğer tanrılarda olduğu gibi sende de olan o yanılmazlık gururunu bir an terk etmen yeterli olurdu, bir an için gerçekten bağışlayıcı olman, alçakgönüllülük gösterip benim sunduğumu kabul etmen yeterli olurdu, çünkü onu reddetmemeliydin, tanrıların, ve tüm diğerleri gibi senin de, yarattığınızı söyledikleriniz karşısında görevleriniz var, (sf.31/32)
Belirsizliğin yolu başlangıçta dardır, ama onu genişletmeye hazır biri elbette olacaktır; (sf.86)
Beni bu hale koyan elbette tanrı değil, şeytan'dır, Efendi'nin onayıyla, dedi kadın ve ekledi, Şeytan'ın kurnazlıklarının tanrı'nın iradesine baskın çıkamayacağını eskilerden hep işittim, ama şimdi olayların bu kadar basit olduğundan kuşkuluyum, şeytan kesinlikle efendi'nin bir aleti, tanrı'nın kendi adıyla imza atamayacağı pis işleri icra etmekle görevli. (sf.119/120) - Geçmiş hatırlamak, şimdi yaşamak, gelecek de kaygılanmak içindi.
- İnsan kararsızlığından kurtulmak uğruna öylesine büyük bir ihtiyaca kapılır ki ne olursa olsunbir şeyler yapmak ister,yapacakları ne kadar yararsız,ne kadar anlamsız olursa olsun,halen kendi iradesiyle karar verebildiğini görmesi açısından önemlidir,tıpkı girmemizin yasak olduğu bir kapının deliğinden bakmamız gibi.
- İnsanların tarihi tanrıyla anlaşmazlıkların tarihidir, o bizi anlamaz biz de onu anlamayız.
- Tıpkı Habil'i öldürmemi önleyebilecekken öldürmeme izin vermekte senin de özgür olduğun gibi, bütün diğer tanrılarda olduğu gibi sende de olan o yanılmazlık gururunu bir an terk etmen yeterli olurdu, bir an için gerçekten bağışlayıcı olman, alçakgönüllülük gösterip benim sunduğumu kabul etmen yeterli olurdu, çünkü onu reddetmemeliydin, tanrıların, ve tüm diğerleri gibi senin de, yarattığınızı söyledikleriniz karşısında görevleriniz var, (sf.31/32)
Belirsizliğin yolu başlangıçta dardır, ama onu genişletmeye hazır biri elbette olacaktır; (sf.86)
Beni bu hale koyan elbette tanrı değil, şeytan'dır, Efendi'nin onayıyla, dedi kadın ve ekledi, Şeytan'ın kurnazlıklarının tanrı'nın iradesine baskın çıkamayacağını eskilerden hep işittim, ama şimdi olayların bu kadar basit olduğundan kuşkuluyum, şeytan kesinlikle efendi'nin bir aleti, tanrı'nın kendi adıyla imza atamayacağı pis işleri icra etmekle görevli. (sf.119/120) - Geçmiş hatırlamak, şimdi yaşamak, gelecek de kaygılanmak içindi.
- "dünyaya gözümüzü açıyoruz ve o anda, tüm yaşamımızı bağlayacak bir sözleşme imzalamış gibi oluyoruz, ne var ki günün birinde bir an gelir ?bu imzayı benim yerime kim attı' diye sorabiliriz."
- Zaman yavaşça akıyor, saatlerin tik takları sessizliği itiyor, azimle onu uzaklaştırmakta ısrar ediyor ama sessizlik tüm sesleri boğan kalın, ağır kütlesiyle karşı koyuyordu. Yenişemeden mücadele ediyorlardı, biri ve öteki; ses umutsuzluğun inadına ve ölümün kesinliğine karşı, sessizlik ebediyetin hoşgörüsüne karşı.