gözleri akbabalarınki gibi, göz kapaklarını hafifçe kısıp bakışlarını ayırmadan bana tepeden bakıyor. bu tepeden bakma önce, onu benden daha yükseğe oturtan kürsüsünden, sonra da büyük bir küstahlıkla taşıdığı en az bir seksenlik boyundan geliyor. kızıl pelerinini çıkarmıyor, takkesini önüne koyuyor. kürek gibi koca koca ellerine dayanıyor. bir altın halka, evli olduğunu gösteriyor, küçük parmağında da yüzük niyetine iyice parlatılmış bir mıh var.
Diğer Henri Charriere Sözleri ve Alıntıları
"Çok gençsiniz, hayat sizi bekliyor, diyor. Mahkum olmak için neler yaptığınızı bilmiyor, bilmek de istemiyorum. Ama uzun ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmak için bu kadar minik bir tekneyle okyanusa açılmanız, özgürlük için her şeyi yapmaya hazır olduğunuzu gösteriyor. Bu çok saygıdeğer bir tutum."
"Çok gençsiniz, hayat sizi bekliyor, diyor. Mahkum olmak için neler yaptığınızı bilmiyor, bilmek de istemiyorum. Ama uzun ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmak için bu kadar minik bir tekneyle okyanusa açılmanız, özgürlük için her şeyi yapmaya hazır olduğunuzu gösteriyor. Bu çok saygıdeğer bir tutum."
"Çok gençsiniz, hayat sizi bekliyor, diyor. Mahkum olmak için neler yaptığınızı bilmiyor, bilmek de istemiyorum. Ama uzun ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmak için bu kadar minik bir tekneyle okyanusa açılmanız, özgürlük için her şeyi yapmaya hazır olduğunuzu gösteriyor. Bu çok saygıdeğer bir tutum."
Bir ulus,toplumun başını ağrıtan kişileri çok çabuk yok etmek ve onlardan hemen öc almak hakkına sahip değildir.Bu adamlar,insanlık dışı cezalara çarptırılmaktan çok tedavi edilmesi gereken kişilerdir....
Çocuklara özgü o açıklığı bu bulunmaz çağı ötekilerden ayıran her şeyi tüm saflığıyla görme yeteneğini anlayış zenginliğini iyi niyeti sevgiyi ve temizliği bu Kızılderililerde buluyorum.Ya Güvercinler Adasındaki cüzzamlılar .Korkunç bir hastalığa yakalanan yinede yüreklerinde bize yardım etmek için gerekli soyluluğu bulan o sefil kürek mahkumları...
Hayat bu işte. "Çürümeye, bozulmaya giden yirmi beş yaşındaki bir çocukla" alay edip kahkahalarla gülünüyordu.
"Hiçbir diyeceğim yok müdür bey, sadece suratınıza tükürme ihtiyacını duyuyorum. Ama tükürüğümü kirletmekten korktuğum için bu işi yapamıyorum."
Bir ulus, toplumun başını ağrıtan kişileri çok çabuk yok etmek ve onlardan hemen öç almak hakkına sahip değildir. Bu adamlar, insanlık dışı cezalara çarptırılmaktan çok, tedavi edilmesi gereken kişilerdir.
"Bu güzel ülkenin adaleti pek güzel değil Dega. Belki bizimki kadar güzel olmayan, ama ayağı sürçenlere çok daha insanca davranan ülkelere rastlarız."
-Çok iyisin Kelebek.
-Hayır, hak yerini bulsun isterim.
David Safier
Adalet Ağaoğlu
Jean de la Fontaine
Erdal Demirkıran
George Orwell
Bobby Henderson
Samuel Beckett
Tami Hoag
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Jojo Moyes