Freud bir kitabında insanın doğuştan nevrotik - AlıntıSöz

Freud bir kitabında insanın doğuştan nevrotik olduğunu söylemiştir. Bu kısmen doğrudur. İnsan nevrotik olarak doğmaz fakat nevrotik bir insanlığın içine doğar ve toplum herkesi er geç nevrotik olmaya iter. İnsan doğal, gerçek, normal olarak doğar; lakin yeni doğan toplumun bir parçası olduğu an nevroz da etkili olmaya başlar. Şu halimizle nevrotiğizdir. Ve nevrozlar bir bölünmeden ibarettirler. Tek bir kişi değil, iki belki de daha çok kişisindir. Duyguların ve düşüncelerin iki ayrı şey haline gelmiştir; bu temel nevrozdur. Ve sen hisseden yanınla değil, düşünen yanınla özdeşleşirsin. Duygu düşünceden daha gerçektir; duygu düşünceden daha doğaldır. Hisseden bir kalple dünyaya gelmişsindir ama düşünce geliştirilir; toplum tarafından verilir. Duygun bastırılmış bir şeyler haline gelmiştir. Hissetttiğini söylediğinde bile, yalnızca hissettiğini düşünürsün. Duygu ölmüştür ve bu belirli nedenlerle olmuştur. Bir çocuk doğduğunda hisseden bir varlıktır. Bazı şeyleri hisseder; henüz düşünen bir varlık değildir. Doğadaki doğal olan herhangi bir şey gibi doğaldır. ?tıpkı bir ağaç ya da hayvan gibi- Fakat onu biçimlendirmeye, işlemeye başlarız. Duygularını bastırmak zorundadır, çünkü duygularını bastırmadıkça sürekli sıkıntı çeker. Ağlamak istediğinde ağlayamaz, çünkü anne babası bunu onaylamaz. Ayıplanacak, kıymeti bilinmeyecek, sevilmeyecek. Olduğu gibi kabul edilmez. Belirli bir ideolojiye, ideallere uygun davranmak zorundadır, ancak o zaman sevilir. Mevcut doğal haliyle sevgi görmez. Ancak belirli kurallara uyarsa sevilebilir. Bu kurallar dayatılır; doğal değildir. Doğal varoluş bastırılmaya başlar ve doğal olmayan, gerçek dışı ona dayatılır. Bu gerçekdışı zihindir ve bir an gelir, bölünme köprüleri yıkabilecek kadar artar. Gerçek doğanın geçmişte ya da şimdi ne olduğunu unutmaya devam edersin. Sen sahte bir yüzsündür; özgün yüz kaybolmuştur. Özgün olanı hissetmeye korkarsın çünkü onu hissettiğin an tüm toplumu karşına alırsın. Böylece kendin de gerçek doğanın karşısında yer alırsın. Bu son derece nevrotik bir durum yaratır. Ne istediğini bilmezsin; kendi gerçek asıl ihtiyaçlarını bilmezsin. Sonra da insan sahici olmayan ihtiyaçları için çabalar çünkü yalnızca hisseden kalp sana sezgi, yön sağlar? Gerçek ihtiyacın nedir? O bastırıldığında, sembolik ihtiyaçlar yaratırsın. Örneğin yedikçe yersin, mideni tıka basa doldurursun ve asla doygunluk hissetmeyebilirsin. İhtiyaç duyduğun şey sevgidir, yiyecek değil. Fakat yiyecek ve sevgi derinden ilişkilidir. Bu yüzden sevgi ihtiyacı hissedilmediğinde ya da bastırıldığında, sahte bir yemek ihtiyacı doğar. Ne kadar tıkınsan da, açlığını tıkıyamazsın. Bu ihtiyaç sahte olduğundan asla giderilemez. Çünkü; ?SAHTE İHTİYAÇLARLA YAŞIYORUZ, HİÇ GİDERİLEMEMELERİNİN NEDENİ BUDUR.?

Diğer Osho Sözleri ve Alıntıları