Ben Kabil'de, dördüncü sınıftayken, babam - AlıntıSöz

Ben Kabil'de, dördüncü sınıftayken, babam ev işlerine yardım etmesi için Ziba adında bir kadın tuttu. İran'da, Meşat'ta bir kız kardeşi vardı; Ziba okuma yazma bilmediği için arada bir, kız kardeşine mektup yazmamı isterdi. Kardeşinden gelen mektupları da bana okuturdu. Bir gün, okuma yazma öğrenmek ister misin, diye sordum. Göz kenarlarını kırıştıran o koca gülümsemesiyle bana baktı, çok isterim, dedi. Böylece çalışmaya başladık; ben ödevlerimi bitirince mutfak masasına oturur ona alfabeyi öğretirdim. Bazen, defterlerden başımı kaldırınca, Ziba'nın düdüklü tenceredeki eti kanştırdıktan sonra, elinde bir kurşun kalem, masanın başına geçtiğini, ona bir gün önce verdiğim ödevi yaptığını görürdüm. Her neyse, bir yıla kalmadan, Ziba çocuk kitaplarını okumayı söktü. Bahçede otururduk, bana Dara ile Sara'nın masallarını okurdu - tane tane ama hatasızca. Bana Muallim Süreyya demeye başlamıştı - Süreyya Öğretmen. Hafifçe güldü. Çocukça olduğunu biliyorum, ama Ziba'nın kendi mektubunu ilk yazdığı gün anladım: İstediğim tek şey öğretmen olmaktı. Onunla öyle gururlanıyordum ki; aynı zamanda da gerçekten değerli bir şey yaptığımı hissediyordum. Anlıyor musun? Evet, diye attım. Okuryazarlığımı Hasan'la alay etmek için kullanışımı düşündüm. Bilmediği bir sözcükle karşılaştığında, onu nasıl işlettiğimi.

Diğer Khaled Hosseini Sözleri ve Alıntıları