ABDULLAH ÖCALAN ÖZGÜR İNSAN SAVUNMASI Ul - AlıntıSöz

ABDULLAH ÖCALAN ÖZGÜR İNSAN SAVUNMASI Uluslararası komploya karşı kendini ateş topu yaparak şehit düşenlerin anısına İçindekiler Atina Karma Yeminli Mahkemesi Yargıç ve Jüri Üyelerine .................................................. ................. I. Bölüm Avrupa macerası ve bir dönemin sonu .............................................. II. Bölüm Helen uygarlığı Kürtler ve Türklerle ilişkisi .................................................. ................. III. Bölüm Komplo ortamının oluşmasında bazı felsefi ve siyasi yaklaşımlar .................................................. ........ IV. Bölüm Atina komplosu hukuk devre dışı bırakılarak gerçekleştirilmiştir ............................ V. Bölüm Kürt krizinde çözüme doğru veya komploya yanıt .................................................. ....................... Uluslararası komploya karşı kendini ateş topu yaparak şehit düşenlerin anısına Atina Karma Yeminli Mahkemesi Yargıç ve Jüri Üyelerine Atina Temyiz Mahkemeleri Savcısı Andonios Plomaritis tarafından hazırlanan iddianame, tarafımdan zorlanarak da olsa sabırla gözden geçirildi. Şahsıma yönelik özü itibariyle iddianamede, Helen Cumhuriyeti'ne girme hakkı olmayan siyasi liderliğin ülkeye girmesi, sakıncalı ve savaş sebebi sayılabilecek sonuçlara yol açan, dolayısıyla müttefikleriyle ve özellikle Türkiye ile aralarındaki dostluk ve barışı bozabilecek bir girişim olarak değerlendirilmekte ve bununla ilgili, ulusal hukukun ceza kanununun uygulanması istenmektedir. Bu yaklaşım, çok dar, bencil, insan haklarını hiçe sayan, ayrıca Helen halkının gerçek çıkarlarını göz ardı eden, tarihi perspektiften yoksun bir yaklaşımdır. Daha da vahimi, bu, şahsımda temsilini bulan Kürt halkının gerçekliğini ve iradesini görmezlikten gelen, en demokratik insan haklarından bahsetmeyi asgari düzeyde bile göz önüne getirmeyen, tarihte gerici şoven bir tutum olan yabancıyı bir barbar olarak değerlendiren geleneksel hakim sınıf ve etnisite yaklaşımıdır. Ayrıca üyesi olunan AB hukukuna ve AİHS'e de aykırı bir yaklaşımdır. Kaçırılmamı sanki bir hakmış gibi görüp kovulma olarak değerlendirmektedir. Yine sanki tarihin en önemli ve en büyük komplosuna dayalı bir ihanet söz konusu değilmiş gibi yaklaşmakta ve buna inandırmaya çalışmaktadır. Mahkemeyi basit, teknik değerlendirmelere boğan, devleti her şeyden üstün tutan, bireyin tüm insani özelliklerini ve haklarını yadsıyan, bir an önce kurtulunmaya çalışılan bir konum, bir dava biçiminde yönlendirmeye çalışmaktadır. En çok önemser bulduğu da Helen barışına en tehditk?r girişimde bulunmuşum gibi bir anlayışı sürekli tekrarlayarak, işlenen komployu ve ona dayalı büyük ihaneti gizleyeceğini, bu da olmazsa basit bir hukuki kaza süsü vererek önemsiz kılacağını sanmaktadır. Gerçek suçlulara ilişkin bir imada dahi bulunmamakta, hatta görevlerini hakkıyla yerine getirdiklerini peşinen kabul etmektedir. Demagoji kavramının Helen hakim siyasetinde türetildiğini göz önüne getirdiğimizde, iddia makamının yaklaşımına şaşmıyoruz. O kendisine siyasi makamlar tarafından verilen bir görevi, çok gecikmeli olarak, efendilerinin hiç zarar görmemesi için en ustalıklı bir biçimde yerine getirmektedir. Sayın mahkeme yargıçları ve jüri üyeleri, bu mantığa ve yaklaşıma yenik düşmemelidir. Dava, Atina tarihinde en trajik yargılamalardan biri olan, büyük insanlık değeri Sokrates Davası kadar önemli ve tarihsel sonuçlar doğuracak içeriktedir. Yüzlerce yoldaşımın bu olayla ilgili kendini yakarak şehit düşmesi ve Kürt halkının günlük olarak yaşadığı travma, ilk sonuçlar olarak vahameti gözler önüne sermektedir. Dolayısıyla Atina girişimimi ve ortaya çıkan bununla bağlantılı gelişmeleri kapsamlı olarak ortaya koymak, ilgisiz gibi görünse de büyük önem kazanmaktadır. Trajedinin beşinci yılını yaşamaktayım. Her günü birkaç ölümden beter geçirmekteyim. Beni bu duruma düşüren gerçekliğin Atina kaynaklı olduğunu inkara kalkışırsak, tarihsel gerçekler kadar gelecek umutlarımıza da ihanet etmiş olacağız. Gerçek komplocular ve ihanet kendini gizlerken, yüreğinde sadece halklarının haklı davası ve ona dayalı tutkuları olan 'iyi ve güzel' insanlar suçluymuş gibi lekeleneceklerdir. Bu görevi hem Helen halkı için hem de Kürt, Türk ve diğer ilgili dostlar için yerine getirmekten kaçınmam doğru bir tutum olamazdı. Teslim edilmemden sonra Yunan-Türk ilişkileri yumuşadı. Bundan ancak memnuniyet duyarız. Ama bu eğer temel gerçeklere dayanmıyorsa, sonunun hüsranla sonuçlanacağını da unutmamalıyız. İddia ediyorum ki, Atina girişimim dostluğa ve barışa bir tehdit değil, tersine gerçek dostluk ve barışın en tarihi adımlarından biri rolünü oynayacaktır. Sahte Türk-Yunan dostluğu bu girişimimin dolaylı sonucu iken, gerçek bir dostluk ve barış ise dolaysız sonucu olacaktır. Yaşadığım büyük ızdırabı tüm Helen halkına yüklemek her ne kadar yerleşik kültürün bir gereği ise de, bu hatayı ve suçu Savcı'nın yaptığı gibi Helenizme bağlamayacağım. Tarihte örneği çok görülen korkak, bencil, sahte tanrılara tapınmayı alışkanlık haline getiren ve böylelikle Helenizme de hak etmediği büyük bozgunları, acıları ve gerilemeleri dayatan kimliğe ve kişiliğe yükleneceğim. Çok uzaklardan da olsa, Helenizm kültürüyle tarihsel yakınlığımızı ve onun Anadolu kültüründeki yerini inkar etmeyen bir yaklaşımı savunacağım. Helen, Türk, Kürt ve Ermeni halkları başta olmak üzere, tüm bölge halklarının geleceğinin özgürlük, barış ve dostluktan geçtiğinin bilincinde olarak, tarihlerimizde örneği çok görülen büyük bilge insanların geleneğini esas alacağım. Bu yaklaşıma katkıda bulunmanın bir gereği olarak, zor koşullarda ve çok eksik olanaklarla da olsa, savunmamı tarihsel, felsefi ve bilimsel bir temelde ele almayı görev bilmekteyim. Şahsım için talep edilecek fazla bir şeyin olmadığını bilerek, halkımıza ve insanlığa karşı karınca kararınca sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışacağım. İnanıyorum ki, bu yaklaşım yargılanmayı bir 20. yüzyıl utanmazlığından kurtaracak, onu hak ettiği yere oturtacak ve gerçek yargılamanın gereklerini yerine getirecektir.

Diğer Abdullah Öcalan Sözleri ve Alıntıları