Yevgeni İvanoviç Zamyatin
- Doğum: 1884
- 1 Şubat 1884 Tambov Vilayeti'nin Lebedyan ilçesinde bir rahibin oğlu olarak doğdu. 1902'de takdirname ile bitirdiği Voronej Lisesi'nin ardından 1908 yılında Petersburg (Leningrad) Gemi Mühendisliği Enstitüsü'nden mezun oldu. Öğrencilik yıllarında, birinci Rus devrimi zamanlarında devrim hareketlerinde yer aldı. 1906 - 1911 yılları arasında k... (devamı)
- Bütün dünya tek bir muazzam kadındı ve bizler rahmindeydik; henüz doğmamıştık, neşeyle olgunlaşıyorduk. Ve açık, apaçıktı: tüm bunlar benim içindi. Güneş, sis, pembe, altın... Benim için.
- Kendi kendinin bilincine varmak, hastalıktır.
- Kalp sadece sıvı pompalayan ideal bir pompadır. Yaptığına baskı, sıkışma gibi tanımlar yakıştırmak teknik açıdan saçmalıktır; bu bağlamda "aşk" ve "acıma" ve söz konusu sıkışmaya veya baskıya yol açacak diğer her türlü şeyin hastalıklı, saçma ve doğadışı olduğu çıkarımına varmamız normaldir.
- Ve eğer kıskançlık nedenleri hala yaşamımızda varsa, iki yüzyıllık savaşın sayısız kurbanlarının ne anlamı olabilir? Ancak varlardı. Çünkü hala düğme burunlar ve klasik burunlar vardı; hala sevgisi birçoklarınca arananlar vardı ve sevgisini kimsenin aramadığı.
- Cennet'teki o iki kişi... Onlara seçenek sunulmuştu: özgürlükten yoksun mutluluk veya mutluluktan yoksun özgürlük. O kadar. Avanaklar özgürlüğü seçti. Ya sonra? Sonra çağlar boyunca zincirlerini özlediler. Dünya bu yüzden böyle sefil anlıyor musun? Zincirlerini özlediler.
- Her gerçek şair, bir Kolomb olmak durumundadır. Amerika, Kolomb'dan asırlar önce de vardı ama onu sadece Kolomb bulabildi.
- Grimsi küçücük bir nokta nasıl her şeyi karartan bir yağmur bulutuna dönüşebiliyordu? Yoksa bu da "ruh" la mı ilgiliydi?
- Şu anda içim, tıpkı herkes çekip gitmiş, bina bomboş ve hasta yatarken düşüncelerinizin açık, keskin, metalik ritmini duyduğunuzdaki gibi, sessiz ve boş.
- Kalp sadece sıvı pompalayan ideal bir pompadır. Yaptığına baskı, sıkışma gibi tanımlar yakıştırmak teknik açıdan saçmalıktır; bu bağlamda "aşk" ve "acıma" ve söz konusu sıkışmaya veya baskıya yol açacak diğer her türlü şeyin hastalıklı, saçma ve doğadışı olduğu çıkarımına varmamız normaldir.
- Ve mutluluk... Nedir sonuçta? Arzular birer işkence, değil mi? Ve mutluluk hiçbir arzunun kalmaması demektir, değil mi? Bunca yıl mutluluğun önüne artı işareti koymak ne aptallık! Ne beter bir önyargı! Mutlak mutluluğun başına elbette bir eksi, hem de semavi bir eksi konmalı!