- Bekle Elbet bir gün, bütün çiçekler beyaz açar Hür ve mes?ut bir şarkı halinde Penceremizden uzanır nur. İstediğimiz şekilde doğar gün, Dilediğimiz gibi yağar yağmur. Gök yüzüne hayranlığımız biter; Kapımıza çırılçıplak gelen bahar, Bir tohum halinde toprağa düşer. Bizim için başka türlü eser rüzgâr Bahçelerin aşinalığı artar. Herkes gibi biz de doyasıya yaşarız hayatı Yıldızlar dilimizle konuşur. Elbet bir gün, bizim de sevgilim Köyümüzde beyaz badanalı, bir evimiz olur...
- "Evrende iki sonsuz doğurgan yaratıcı güç vardır... Biri İnsan, öbürü Doğa... İnsan yaratıcılığını yitirdiği gün, Doğa yaratıcılığını bitirdiği gün... Her şey bitecektir..."
- ?Bir bahçede hep aynı çiçekten olursa o bahçe güzel olmaz. Sen, ben, o varız diye güzel bu bahçe. Koparma farklı çiçekleri, kalsın renkleriyle kokularıyla??
- Bu insanlar, ne insanlar böyle..? Faydalarının dışında gözleri dünyayı görmüyor. Görmüyor değil, bir kuruş için bir insana kıyabiliyorlar...
- Dönüp dönüp aynı parçayı çalıyordu. Habire aynı parçayı... İçinden bir aydınlık su boşanmıştı. Sevinç, aydınlık aydınlık parlıyordu, akıyordu içinden. Kainatı aşkla, muhabbetle kucaklayası geliyordu. Taşı toprağı, dalları ışılayan zeytin ağacını, cıvıl cıvıl serçeyi... Cümle yaratığı.
- "Kendine güvendiğin için yalancı değilsin. Yalan dolan bilmediğin için yalan karşısında yenileceksin. Yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. Yalanın geleneği var, senin doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek. Her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek. Sen yenileceksin. Yenilmenin tadına varacaksın. Doğru yenilmeli. Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz. Doğru yenile yenile öyle keskin bir hale gelmeli ki.. Yüz bin yıl su altında, yıkanmış, düzelmiş çakıltaşı gibi..."
- ..Oğlum, diyordu. "Sen sen ol, görünüşe aldanma. İnsanlar iki yüzlüdür".
- "Ben sevgiden, sevinçten söz açmak istemez miyim, delice, çılgınca, içim taşa taşa, bir sevinçten söz açmak istemez miyim..? Ben sevinçli adamım. Bu dünya böyle olmasa, böyle kara, karanlık olmasa, ben sevinçten taşar coşardım. Yaradılışım karanlıktan çok aydınlığa, acıdan çok sevince... Ne çare, ne çare ki sevinmek gelmiyor elimden... Dostluktan söz açmak, ne güzel. Bir dostum var. Sıcacık eli var. Sevgi dolu gözleri var. Ne güzel yalansız, salt sevgi dolu bir insan eli sıkmak. Sıcacık, sıcacık... Ben deli olurum, insanlar karanlık karanlık, kuşkulu baktıkça bana... Bütün insanlar kuşkusuz, korkusuz, çıkar düşünmeden, düşmanlık geçirmeden içlerinden baksalar biribirlerine... İnsan, ne olur biliyor musunuz, sıcacık bir bahar güneşinin bahtiyarlığında duyar kendisini... Bahar güneşinde bir sevinç içinde gerinir. İnsan bir bahar çiçeği temizliğinde olur..."
- Yalnızlık bir mecburiyet değildir. Aşılması gereken bir hastalık değildir. Yalnızlık asil bir seçimdir. Beklenilen doğru insan gelene kadar yalnız kalabilmek her yüreğin harcı değildir. ...
- "Bir dil bulacağız her şeye varan. Bir şeyleri anlatabilen. Böyle dilsiz, böyle düşmanca, böyle bölük pörçük, dolaşmayacağız bu dünyada... "