- Dönüp de senin vatansever dediklerine bak bir kere. Onlar adım atmıyor, hücum ediyorlar. Onlar düşmanlarından nefret etmiyorlar, onlar ezeli düşmanlarını on yılda bir değiştirdikleri ezeli düşman yapmak için ebedi arkadaş yapıyorlar. Şarkı söylemiyorlar, yürüyüş marşları söylüyorlar. Onlar kız arkadaşlarını kucaklamıyorlar, sadece onları becerip bir gecede kaç kez iş bitirdiklerini hesaplıyorlar.
- Biliyorum küçük adam bir gerçek işine gelmediğinde hemen deli damgası vuruyorsun. Ve sen kendini normal insan kabul ediyorsun. Delileri içeri tıktın ve bu dünyayı normal insanlar idare ediyor...
- Senin ve senin topluluklarının bütün zorbalıklarından kurtulması gerekiyor, bu gerçek. Ama büyük adam seni eğitirken küçük bir hata yaptı. O senin özgürlük arzuna ve yeteneğine güveniyordu. O özgürlüğü bir kez ele geçirdiğinde onu güvence altına alacağından şüphe etmiyordu. Ve senin proleterye diktatörü olmana rıza gösterme hatasını da yaptı. Sana gösterilenlerin içinde yalnızca bir kelime kaldı: diktatör!Bütün diğer şeyleri güverteden aşağı attın; özgürlük, gerçek şeylerdeki temizlik, ekonomik köleliğin çözümü, ileriyi düşünme yöntemleri, bütün bunlar güverteden aşağı uçtu. Bilge adamın bu küçük hatasından sen, yalanlardan, kovuşturmadan, işkenceden, zindandan, cellatlardan, gizli polisten, mareşallerden ve madalyalardan oluşan bir sistem inşa ettin.
- Büyük adam yaşamın amacını senin gibi zengin olmakta, kızlarının kurallara göre evlenmelerinde, politik kariyerde, profesör süslerinde görmüyor. Senin gibi olmadığı için onu "dahi" ya da "tuhaf" olarak adlandırıyorsun. Ama o senin boş gevezelik toplantıların yerine kendi düşünceleriyle yalnız kalmayı tercih ettiğinde onun toplumsal olmadığını söylüyorsun. Sen küçük adam, bu sıradan dürüst adamın karşısında yozlaşmışlığın içinde kendini "normalliğin" prototipi olarak çıkarıyor ve ona "anormal" diyorsun. Onu küçücük ölçülerinle ölçüyorsun ve senin normallik ölçülerine uymadığını düşünüyorsun.
- Sana kişisel özgürlük değil ulusal özgürlük vaad ediyorlar. Sana insani özsaygı değil, ulusal büyüklük vaad ediyorlar. "Ulusal özgürlük" ve "devletin çıkarları" ifadeleri bir kemiğin bir köpeğin ağzını sulandırdığı gibi senin ağzını sulandırıyor ve sen onları alkışlıyorsun (...) Onlar seni bir sembole kurban ediyorlar ve sen onları kendi üzerinde iktidara taşıyorsun. Bütün maskeleri düştüğü halde senin efendilerin senin tarafından yükseltildiler, senin tarafından beslendiler.
- Gündelik hayatında eğer, kendine birazcık saygın olsaydı ve hayatın sensiz sürmeyeceğini bilseydin, dünyadaki hiçbir polis örgütü seni ezemezdi. Bunu söyledi mi kurtarıcıların sana?
- Arkadaşının önemli işler başaracağı inancı yok sende, saygın görünümlü olduğunda bile, gizliden aşağılıyorsun kendini. Bu yüzden saygı duymuyorsun.
- 10 veya 20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca sözlerini tekrar söylüyorsun.
- Bu dünyada benim düşmanım seninkilerden fazla. Yine de ben uysal bir köpeği, gördüğü her yabancıya havlayan bir köpeğe yeğlerim.
- Ona toplumdışı, insandan kaçan biri gözüyle bakarsın. Çünkü büyük adam, senin o bomboş, gevezeliklerle dolu partilerine gitmektense çalışma odasına kapanıp düşünceleriyle baş başa kalmayı ya da deney odasına kapanıp çalışmayı yeğlemiştir. Parasını senin gibi hisse senedine yatırmayıp bilimsel araştırmalarına harcadığı için deli dersin ona.