- Y. Kadri, F. Rıfkı ve Yahya Kemal akşam yemeği için buluşmuşlardı. Sohbet ederlerken hükümetin kadın giyimi konusundaki bu rüküş girişiminden söz açıldı. İslamlık gibi evrensel bir dini, giyim-kuşama indirgeyen bu çapsız yaklaşımı üçü de yadırgamıştı.
- Abilov, "Paşam.." dedi heyecan içinde, "..sen muzaffer olacaksın. Çünkü Allah vatanını savunanla beraberdir."
- "Biliyor musunuz, gece Reşat Nuri Bey'in Çalıkuşu romanını okumaya başladım. Çok beğendim. İhmal edilmiş Anadolu'yu ve genç bir hanım öğretmenin yaşadığı zorlukları, ne güzel anlatmış. Bitirince İsmet e vereceğim. Sonra da sizler okuyun." Mahmut Bey, "Savaşa beş kala roman okuyabiliyor.." diye düşündü, "..M. Kemal Paşayı, M. Kemal Paşa yapan da herhalde bu Özelliği olsa gerek."
- Falih Rıfkı Atay 30 Ağustos zaferi için şöyle yazacaktı: "Nemiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batının pençesinden, vicdanımızı ve düşüncemizi Doğunun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos zaferine borçluyuz"
- Birkaç basamakla çıkılan mermer girişin üzerine bir Yunan bayrağı serilmişti. Paşa sordu: "Bu niçin?" Heyecan içinde açıkladılar: "Kral kalacağı eve, bizim bayrağımızı çiğneyerek girmişti." "Ne olur Paşam, siz de onun gibi yapın!" "Öcümüzü alın!" Bir kadın gözlerinden yaş inerek, "Lütfen" diye yalvardı. Kral'ın kaba davranışı kadınları çok kırmış olmalıydı. M. Kemal Paşa, "Sizi anlıyorum.." dedi, "..ama o bir milletin timsalini çiğnemekle hata etmiş. Ben o hatayı tekrar edemem." Muzaffer'e döndü: "Kaldır çocuk." Muzaffer bayrağı topladı. Bu görgü farkı zarif Karşıyaka hanımlarını büsbütün ağlattı.
- DAILY MAİL gazetesinde Sir Charles Tawsend'in bir demeci yayımlandı. Lloyd George'u birkaç kez uyarmış olan Tawsend şöyle diyordu: "Başbakan Lloyd George ve arkadaşları, Türk gururunun ne anlama geldiğini anlamadılar. Anlasalardı İngiltere bu gurur kırıcı duruma düşmezdi"
- Kurtuluşa emek vermiş asker sivil, kadın erkek, şehirli köylü, genç yaşlı herkesi minnetle selamlıyorum. Ama şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Dünyanın hiçbir kadını, 'Ben vatanımı kurtarmak için Türk kadınından daha fazla çalıştım' diyemez.."
- "..Ama bilelim ki bugün ulaştığımız nokta gerçek kurtuluş noktası değildir. Kurtuluşa ancak uygar, çağdaş, bilime, fenne ve insanlığa saygılı, istiklalin değerini ve şerefini bilen, hurafelerden arınmış, aklı ve vicdanı hür bir toplum olduğumuz zaman ulaşabiliriz.
- Öğretmenler! Ordularımızın kazandığı zafer, sadece eğitim ordusunun zaferi için zemin hazırlamıştır. Gerçek zaferi, cahilliği yenerek siz kazanacak, siz koruyacaksınız. Çocuklarımızı ve geleceğimizi ellerinize teslim ediyoruz. Çünkü aklınıza ve vicdanınıza güveniyoruz!"
- "Sayın başbakan,on yıllık iktidar süresi içinde 3 milyar ağaç/fidan dikildiğini söylemişti.Bir süre sonra orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Prof.Dr.Veysel Eroğlu ayrıntılı kesin sayıyı TBMM'de açıkladı:10 yılda 2 milyar 711 milyon ağaç/fidan dikilmiş.Meraklılar bu sayıyı önce on yıla,sonra da 365 güne bölerek bir günde dikilen ağaç/fidan sayısını buldu lar:742.739 Günde 742.739 ağaç ya da fidan! Kar,fırtına,dolu,don,yağmur,sel,bayram,tatil,hiç ara vermeden...Bu mümkün mü?İnsan abartır ama bari enini boyuna denk getirir."