- Kadınlara daima dolaylı yoldan yaklaşacaksın. Aşık olan bir kadının bazen susması, güzel aşk sözleri söylemesinden daha güçlüdür.
- Bana göre hayallerin olmadığı bir dünya, çiçeksiz bir bahçe gibidir...
- Artık çoğu zaman ölülerimizi bile saymıyorduk. Boşnak halkı olarak savaşta ölenlerimizin arkasından ağlamıyorduk. Savaş buydu demek ki... Anormal olan şeyleri nasıl da normalmiş gibi görmeye başlamıştık. Kendimizle, savaşla, kısacası her şeyle alay ediyorduk. Her şey yolundaymış gibi olaylara mizahi bir gözle bakıyor, adeta başka bir direniş sergiliyorduk. Yaşananlar sanki savaş değil de bir masal gibiydi...
- Korkunla yüz yüze geldiğinde korku denen şey meğerse biten bir duyguymuş...
- Meğerse aşk görme kusruymuş. Gençlik! Ah o gençlik yok mu? İnsana hata yaptıran gençlik. Bir insanın acılı bir kebap yemesine benziyor. Yemesi hoş, güzel; ama ya ertesi gün?... İnsan kıvranıyor. Yaş da öyle biliyor musun? Gençlik elden gidince, geriye yaptığın hatalardan başka bir şey kalmıyor.
- Alıp seni oturttum içime
Hem de baş köşesine
Ama ne fayda
Hayatım bir yerde
İçim başka bir yerde.. - ...bir aileyi ayakta tutan kadındı. Bir kadın, bir erkekten daha kolay değişirdi. Çünkü kadınların içinde sürekli akan bir yaşam nehri vardı. Ve bu nehrin karşısına kimi zaman engeller çıksa da kadın o engelleri her zaman aşar, içindeki annelik duygusunun itici gücüyle nehir sürekli akmaya devam ederdi.
- Aşkı anlamak için öyle sayfalar dolusu okumasına gerek yoktu. Aşkın küçük bir kıvılcımı yeter ki yüreğe düşsün, orada bir iz açsındı kendisine.
- İki kişi bir kişiden iyidir. Çünkü biri düşerse, öteki ayağa kaldırır. Ama şu dünyada yalnız olup da düşenin vay haline! Onu düştüğü yerden kaldıran olmaz. Ayrıca bir oğul onu doğuran kadını bilirse iyidir. Çünkü anasız biri yenik düşer, kaybeder. Unutma ki, iki kat iplik kolay kopmaz, sırtını dayadığın ana gibi de yar olmaz.
- Aşk ecel gibidir, geldi mi kaçamazsın...