- "Acı çekmeliydi insan! Var olmak için, var olduğunun bilincine varmak için! Havva'nın Adem'e uzattığı o elmanın kabuğundaki tattı beni durmadan içine çeken acımasız deprem! İnsanın cennetten kovulmasına neden olan acının tadıydı bu! İnsan dünyaya zevk sefa için değil, acı çekmek için gönderilmişti! Çünkü insanın cennete layık olmadığına karar verilmişti,otuz üç yaşında yaratılan insan,büyük bir bedene sahip ancak ufacık bir çocuktu daha o zamanlar! Acılardı büyüten insanı, ne kadar çok acı çekilmişse o kadar olgunlaşırdı insan ve ne kadar olgunlaşırsa o kadar layık olurdu cennete."
- Yazamayacak kadar yorgun, ağlayamayacak kadar aşığım! Belli belirsiz özlüyorum seni!
- Seni düşündükçe sığmazdı ki avuçlarım ellerime! Yasak bir dua gibi yazılmıştı çünkü kutsal adın boylu boyunca günah defterime!
- Bak işte gittin! Suskunluğa gömüldü gece! Karanlık, köpek uğultularını fon diye seçmişken kendisine ve kocaman bir bunalıma dalmışken tüm şehir, paramparça oluverdi dilimdeki her hüzünlü hece...
- Ben, olsa olsa, aşkı mutluluğa giden bir araç olarak görmemeyi erken öğrenen serseri filozoflardan biriyim.
- Bambaşka bir kasırganın habercisiydi her aklıma gelişin, her aklıma gelişin yeni bir Azrail melodisi ve ben her melodiyi senfonileştiren deli bir müzisyendim!
- ...Hani olmayacak dualara güzel süslenmiş vurgulu 'Amin!'ler okur ya hüzünlü delikanlılar, işte öyle olmayacak bir aşk hayal etmiştim ben de seninle.
- Ve yalnızca güzelliği sevdin sen; bu yüzden kendinden bile nefret ederdin. Her sabah uzun kumral saçlarını dümdüz taramak için baktığın aynada karşılaştığın kendi yüzüne bile kan tükürürdü senin bakışların. O kadar önemliydi ki dış görünüş senin için, yeni doğan kız çocuklarını diri diri gömen Cahiliyye Devri Araplarına yalnızca seni tanıdıktan sonra hak verdim!
- Gidişini kanıtlayan en büyük delil olmuştu hiç gelmeyişin! Gelmeyişine "ÖLÜM" dedim, gidişine "KIYAMET", binlerce kez diriltilip kahpe bir sevdanın mahşer yerinde, milyonlarca kez sorguya çekildim! Her sorgumda ayrı ayrı cehennemlere mahkum edildim... Başlamadan bitti aramızdaki her şey! Bitti! Sen, "BİTTİ!" bile diyemedin! "Başlayan şeyler biter,ben seni sevmeye daha başlamadım ki..." derdim! Bitti! Her bitiş yeni bir başlangıcın fragmanıydı! Aramızda sıradağlar gibi duran aşılmaz engel "Biz arkadaşız.." diye başlayan o çocukça masal değil, gözü dönmüş psikiyatristlerin yazdıkları ufacık bir kağıt parçasıydı: "Şizofrenik semptomlar..." diye başlayan ve "...gözlem altında tutulmalı!" emir kipiyle noktalanan! Kaç kimliğim vardı ki geceye yansıyan? Söyle kaçı gerçekti birbirimize anlattığımız "Biz arkadaşız..." diye başlayan masalların, kaçı yalan?
- Kurduğum gereğinden uzun cümlelerde kaybettim seni, kurduğum gereğinden uzun düşlerde kaybettim benliğimi!