?Daima benim hasretimi taşıyacaksın, her kadın yarası aldığın vakit beni özleyeceksin, çünkü ben seni yaralamadım, kırmadım seni.?
'' Kendimi çok sevdiğim an, kendime çok acıdığım an. Beni yalnız bu koruyor : Bu aşk, bu merhamet..''
Hakikati seviniz, o da sizi sever; hakikati arayınız, o da sizi arar ve üstüne yalan Çin setleri gibi kalın duvarlar örsün, altında kalan hakikat bir ince iniltiyle, bir hafif rüzgâr dalgasıyla, herhangi bir küçük işaretle mevcudiyetini bildirir: "Buradayım!" der.
"Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum."
Yalana her şey isyan etmelidir. Eşya bile: Damlardan kiremitler uçmalıdır, camlar kırılmalıdır hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır.
...Her an birbirimizden biraz daha uzaklaşıyoruz.Konuşursak,birbirimize bunu hissettirmekten başka bir işe yaramayacak. Bunun için susuyoruz. Ne onda bu büyük mesafeyi atlamak ve ötekinin yanına varmak isteği ,ne bende kuvveti var. Bu sessizlik içinde zaman aramızda bir düşman gibi geçiyor.
"Zaman yürümüyor, dakikalar korkunç bir sıkıntı içinde uzuyorlar, hatta dağılıyor, birikmiyor, toplanmıyor ve bir çeyrek saat olamıyorlar."
Burada ıstıraba ve tevekküle o kadar alıştım ki, onları bırakırsam ruhumun bir parçası kesilmiş gibi boşluk duyacağım; bırakmazsam isyansız nasıl yaşayacağım..?
... Artık yelkenli bir gemi gibi kendimi talihin rüzgarına bırakmıştım, akıp gidiyorum.
Hakikat, yalana karşı mücadeleye beni memur ediyor.Mukaddes iş.Bunu yapacağım.Bütün hayatımı buna hasledebilirim..
Gustave Flaubert
Atasoy Müftüoğlu
John Fowles
Mehmet Akif Ersoy
J. G. Ballard
Cemalnur Sargut (Cemâlnur Sargut)
Virginia Woolf
Tom Robbins
Eddi Anter
Ziya Gökalp