Babam daima haklıdır. Peşimden gelen köpeğin mevcut olmadığını söylediği zaman da, bu dünyada istihzamızdan kurtulmaya layık hiçbir şey olmadığını söylediği zaman da, aşkın bir ahmaklık olduğunu söylediği zaman da haklıydı. Öyleyse şunu da söyle baba, ne yapmalıyım? Bir kahkaha atmalısın, oğlum. Bir kahkahanın halletmediği hiçbir mesele yoktur. Gözünü oyarlarken bile bir kahkaha at, acı duymazsın. Gül ve geç. Fakat gülemiyorum, baba. . şimdi neredesin, bilmiyorum, sağ mısın, bilmiyorum. Sağsan gülebiliyor musun? Daima, daima, Ferit, gülebiliyorum. . kahkahadan başka ilacın yoktur, sen de gül, Ferit, oğlum, sen de gül.
Bak! Şu ışıklar birdenbire sönüverse...işte ölüm! Parlak güneş ortalığı kesiyordu; ve düşündü ki ölüm güneşin negatifidir, onun için geceye benzetiliyor. Sayfa;5
İnsanlardaki yalnızlık korkusunun, bütün hayatı müddetince şuurlu ve ekseriya şuursuz olarak hissettikleri ölüm tehdidi karşısında birleşmek ihtiyacıyla olan alakasını anlıyor, cemiyetle ölüm arasındaki münasebetin sırrına eriyordu. Sayfa;15
Ben dedi, okuduğum kitabın kahramanlarını sevmek isterim; onları dostum farz ediyorum, hep kendileriyle beraber yaşıyorum ve yanımdan ayrılmalarını istemiyorum. Onun için bir kitabın kahramanını ... Hatta pek çok sevmeliyim. Senelerce aynı kitabı tekrar tekrar okuduğum vardır. Öyle bir kitap arıyorum ki bütün hayatımda bıkmadan hep onu okuyayım. Sayfa;22
... Bence kitap demek bir defa okumak için yazılan şey değildir. Bazı tanıdıklarım haftada üç dört tane okuyorlar. Onlara hayret ediyorum. Kitap Nasıl diyeyim. İçinde yaşadığımız ev gibi olmalı, vatan gibi olmalı, ona alışmalıyız,bağlanmalıyız, köşesini bucağını iyi tanımalıyız. Her noktasına hatıralarımız karışmalı , değil mi bir musiki parçası gibi .... Her vakit başka başka eserler okuyanlar, iki üç günde bir dostlarını, evlerini, vatanlarını değiştiren insanlara benzemezler mi? Sayfa;23
Evleniniz çocuğum ... Benim yaşımda yalnız yaşamanın ne olduğunu bilemezsiniz. Akşamüstü evde ateşin karşısında ,yalnızlık, o vakit bana öyle gelir ki yüzünde yapayalnız , meçhul şeyler, belirsiz tehlikelerle çevrili , müthiş suretle yalnız ve tanımadığım komşumdan beni ayıran duvar, penceremden gördüğüm yıldızlar kadar onu benden uzaklaştırır. Sayfa;34
Her meselede iki zıt kutup arasında çırpınan insan ruhunu tereddütten harekete geçirmek için, kendime yeniden istikamet vermek mecburiyetinde olmak hoşuma gidiyordu . Böylece o anki şahsiyetimi yapan bütün uyumuş ve durulmuş fikirlerimi çalkalayarak uyandıracak, hepsine birer birer bakacak ve onlardan yeni bir terkip ve sistem çıkarmak için , yeni bir zeka oyunu şarhoşluğu içinde oyalanacaktım. Sayfa:35
Ben yazı yazarken , nereye ve kime göndereceğimi bilmediğim , adresi meçhul bir mektup yazar gibi oluyorum. Kim okuyor , kim okuyacak bunu ? Ve içinden ne cevap verecek ? Her ne olursa olsun ben bu cevabı asla öğrenemiyeceğim. Sayfa;39
Eski ailelerin büyük bir kusurları vardı ; kapalı olmak , eski ailelerin büyük meziyetleri vardı ; gene kapalı olmak. Bu kapalılık onların zihinlerini kapamak suretiyle bir kusur, fakat seciyelerini muhafaza ettirmek itibariyle bir meziyet oluyordu. Yeni ailelerinde büyük bir meziyetleri var: Açık olmak; büyük bir kusurları var : gene açık olmak. Bu açıklık onların zihinlerini açmak suretiyle birer meziyet , fakat seciyelerini bozmak suretiyle birer kusur oluyordu. Sayfa; 47
İnsan,çektiği ıstırap nisbetinde zevk duyar:ne kadar acıkırsa yemekten,ne kadar yorulursa dinlenmekten,ne kadar ararsa bulmaktan o dereçede zevk alır. Sayfa:47
Irvin D. Yalom
Reşit Haylamaz
Aslı Erdoğan
Arundhati Roy
Arthur Schopenhauer
Aşkım Kapışmak
William Golding
Orhan Pamuk
Joseph Conrad
Kristin Cast