- Bazen Tanrı'nın lütufları camı çerçeveyi parçalayarak gelirdi.
- Yazarı bilinmeyen Töre metinlerinden birine göre, her insan yaşamda iki yoldan birini seçebilir: inşa etmek ya da toprağı ekmek. İnşa etmeyi seçenlerin işi yıllarca sürebilir, ama günün birinde yaptıkları inşaat biter. O zaman kendilerini kendi ördükleri duvarların içine hapsettiklerini görürler. İnşaat durunca yaşam anlamını yitirir.
Diğerleri ise toprağı ekerler. Fırtınalara, mevsimlerin getirdiği bütün çetin koşullara göğüs gererler ve hemen hemen hiç dinlenmezler. Ama yapının tersine, bahçenin gelişip büyümesi hiç bitmez. Bahçe, bahçıvanın sürekli ilgisini, dikkatini, bakımını gerektirirken bir yandan da yaşamını büyük bir serüvene dönüştürür. Bahçıvanlar her zaman birbirlerini tanırlar; çünkü her bitkinin tarihçesinde bütün Dünya'nın gelişiminin yattığını bilirler. - Rafları dolduran eski metinlerin öngördüğü gibi, sonunda her şey geldiği yere geri dönmeye başlıyordu.
- Bizler ebediyiz, çünkü hepimiz Tanrı'nın görüntüleriyiz. İşte bu yüzden pek çok yaşamdan ve ek çok ölümden geçeriz, bilinmeyen bir yerde ortaya çıkar, yine bilinmeyen bir yere doğru yol alırız.
- Yaratılışın özü bir ve tektir. O özün adı da Aşk'tır. Aşk pek çok yaşama ve dünyanın pek çok yerine dağılmış olan deneyimi yoğunlaştırmak için bizleri yeniden bir araya getiren güçtür.
- Acı çekmemek için aşkı reddetmek gerekiyordu. Bu da hayattaki kötülükleri görmemek için kendi gözleri çıkarmak gibi bir şeydi.
- İnsanın kendisini başkalarından aşağı görmesi, Büyücü'nün bildiği en kötü kibir örneklerinden biriydi, çünkü bu, farklı olmaya çalışmanın en yıkıcı yoluydu.
- - Narkissos için ağlıyorum , ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmemiştim ben .Narkissos için ağlıyorum , çünkü sularıma eğildiği zaman , gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum. / SAYFA 11 - 12
- Basit şeyler , en olağanüstü şeylerdir ve yalnızca bilginler anlayabilirler bunları.
SAYFA : 27 - Herkes kendi düşlerini aynı şekilde göremez ; kendince görür.
SAYFA : 66