- Bir şiirde eğer takdir edilmesi lazımgelen bir ahenk varsa, onu temin eden şey, ne vezindir ne de kafiye. O ahenk vezinle kafiyenin dışında da, vezinle kafiyeye rağmen de mevcuttur. s.21
- Edebiyat tarihinde pek çok şekil değişiklikleri olmuş, yeni şekil her defasında, küçük garipsemelerden sonra kolayca kabul edilmiştir.Güç kabul edilecek değişiklik, zevke ait olanıdır .s.22
- Tarihin beğenerek andığı insanlar daima dönüm noktalarında bulunanlardır. Onlar bir an'aneyi yıkıp bir an'ane kurarlar. Daha doğrusu kurdukları şey içlerinden gelen yeni bir kayıtlar sistemidir. s.23
- İnsan anlaşılmaz sandığı bir şeyi anladığı vakit memnun olur. s.24
- Şiir bütün hususiyeti edasında olan bir söz sanatıdır. Yani tamamiyle manadan ibarettir. Mana insanın beş duygusuna değil, kafasına hitabeder. s.25
- ...sanatkar, elde edilmiş bir melekeyi rüya ve saire cinsinden haller dışında da kullanabilen adamdır. s.28
- Uyuşamayız, yollarımız ayrı; Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi; Senin yiyeceğin, kalaylı kapta; Benimki aslan ağzında; Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik. Ama seninki de kolay değil, kardeşim; Kolay değil hani, Böyle kuyruk sallamak Tanrının günü...
- Onu sevmekle geç ey yaşamak...! (Ahmet Muhip Dranas)
- BİR İŞ VAR Her gün bu kadar güzel mi bu deniz..? Böyle mi görünür gökyüzü her zaman..? Her zaman güzel mi bu kadar, Bu eşya, bu pencere..? Değil, Vallahi değil; Bir iş var bu işin içinde
- Sanatın senelerce çilesini çekmiş ve nâmütenahi merhalelerden geçmiş bir şairi günün birinde acemi bir eda ile karşınıza çıkmış görürseniz birdenbire menfi hükümler vermeyiniz. Böyle bir şair "acemiliği taklit" de güzellik bulmuş olabilir. Bu taktirde o, acemiliğin ustası olmuş demektir.