Tabii kağıt mendil yoktu o zamanlar. Şimdi hayatı kolaylaştıran birçok şey de yoktu. Kocalarının cebinden mendil eksik etmezdi kadınlar; her kadın sokağa uğurlamadan önce beyninin, oğlunun takım elbisesinin cevine yıkanmış, ütülenmiş temiz bir mendil koyardı mutlaka. Bazı eski siyahbeyaz filmlerde görürsünüz, cekeinin cebinden çıkarıp gözlerini silmesi için yanlarındaki kadına uzatır ya bazı kibar beyler; öyle işte.
Babamdan kalma sakladığım birkaç şeyden biridir o beyaz mendil. Babamın beyaz mendili. Çekmeceleri düzelttiğim bazı günler elime geçer. Yıllardır kullanılmadığı halde her seferinde yeniden yıkatır, ütületir, çekmecedeki yerine kaldırırım. Hatıranın kuvvetiyle yaşar hayatımızdaki bazı nesneler, eşyalar, eşyaların uykusunu açmak kolay değildir; bu da öyle.
Yıllar geçtikçe, hatırlayarak yaşattıklarımızın ağırlığı daha fazla biner omuzlarımıza, her seferinde biraz daha çok, ama yılların artırdığı kıymetle...
Korkmadan cesur olunmaz. Korkularımızın bizi yenmesine değil, güçlü kılmasına izin verdiğimizde ancak hayata kendi mendilimizi açabiliriz, düşmeden, düşürmeden... başkalarının eline ya da yerlere...
İyi yazılmış notlarda ayaküstü sohbet etme tadı vardır
Tarih, anlattıklarından çok sakladıklarıyla tarihtir.
Geçmişe yolculuk herkesi yorar. Öte yandan önüne, yolun kalanına yenilenmiş gözlerle bakmasını sağlar insanın.
Yalnız gelecek değil, çocukluk da uzun sürer...
Yaşananları gönül doğruluğuyla anlatabilmem için öncelikle affetmeyi öğrenmem gerekiyordu; bunun huzurunu duyarak başına çökeceğim masada gerisi yalnızca yazma yeteneğim, dil ve biçim arayışlarımla benim aramdaki bir mesele olmalıydı, vicdanımla değil.
Birçok insanın yaşamında görüldüğü gibi, diğer duygular zaman içinde eriyip giderken bir tek ucu çocukluk bağlarına kadar giden sevginizin hatırası kalır. Bu aynı zamanda hayat karşısında tarafsızlık kazanmaktır.
Tami Hoag
Kadir Aydemir
Christian Jacq
Sevim Burak
Ece Temelkuran
Sigmund Freud
Mehmet Deveci
Didem Madak
Fakir Baykurt
Yavuz Bahadıroğlu