...(annem piri reis haritasında yeri belirsiz şeffaf bir kalyon)
Öyle seviyorum ki seni Bir tavşanin ürkek kaldırıp başını dağda Yağan yağmuru seyretmesi gibi
-ben misin yoksa? -hayır, öylesine uğradım -sen miyim yoksa? -evet, beklemek de bir ayet -hangisi ihanet ha? -bırak unutayım seni, bırak unutayım seni, x yerine adını sıkıştırıp y yerine hayatını sıkıştırıp denklemlerini çözeyim, bırak unutayım seni...
güven bana gülüm! sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm! göreceksin gülüm! bekle! hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere hainlere, ezilmelere alışacak.. göreceksin-sevinçten ağlayacaksın gülüm-ki işte o vakit bana-doğrudur!- şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!
saçmalama şule, yalvarırım, insan bir kere sever de gözleri bakarken kekelemez olur mu?!..
"Kim bilir yalnızlık bitince artık ne başlayacak." (s.212)
"Çıkarttıkları polemiklerle besleniyorsa şairler, sevme o şairleri, yırt at kitaplarını; edebiyat öğretmenleri matematik öğretmenleriyle düzüşmedikçe değişmeyecek mekanizma: Öğren bunu da." (s.109)
Başımı dayayacağım omuzlara mayın döşemişler.
Bir cinayet işlemişim belli: Ellerim mürekkep içinde.
Hangi dilde bu kadar çok iki anlama gelir "Hayır"?
Erdal Demirkıran
Cengiz Aytmatov
Salah Birsel
Sir Arthur Conan Doyle
Mo Yan
Konstantin Stanislavski
Arundhati Roy
Jiddu Krishnamurti
Namık Kemal
Friedrich Engels