" Doğru söylüyordu. En azından doğru söylediğini düşünüyordu. Çünkü dünyanın en çabuk geçen, geçer geçmez de en hızlı yakalanılan hastalığına sahipti: Umut."
"İnsanlar, diye düşündü. Ne görüyor ne de duyuyorlar. "
-Seni az seviyorum -Ben daha az.
" Herkesin öyle bir hikayesi yok muydu? Başlayıp da bitiremediği. Çünkü kimsenin dinlemediği... İçine atmak, diye bir şey varken , anlatmaya ne gerek vardı? İçine atıp sifonu çekmek varken. "
"Kim seçiyor acaba, dedi içinden. Hangi hayalin gerçek olacağını? O hayali kuran mı, yoksa o hayali kurduran mı?"
...insanların sokakta yürürken, günde bir kez de olsa umut kelimesini bir tabelada okumaya ihtiyaçları var..
Sana yemin ediyorum. Her neredeysen seni bulacağım. Eğer öldüysen, peşinden koşacağım. Ölümden sonra hayat yoksa da, sana kavuşmak için, onu yarayacağım. Çünkü sana aşığım.
"Zaten her şey bir umutla başlamamış mıydı?"
Kapının ardında gözlüklü bir adam vardı. Erken yaşlanmış bir adam. Yaşlılık, yolda yürürken üzerine düşmüş gibi. Aniden.
O günden sonra Derda, hücre hücre öldü ve gün gün yaşlandı. Çünkü derdi korku değil, korkuyu beklemekti. Ve korkuyu beklemek, korkudan beterdi
Sadettin Ökten
Nermin Bezmen
Ercan Kesal
Kristin Cast
Can Yücel
S. Ahmet Arvasi
Richelle Mead
Vehbi Vakkasoğlu
Patti Smith
Hekimoğlu İsmail