- "Herkes hayattan bir şey almak ister ama ona bir şey vermek istemez."
- "Devlet, büyük bir ailedir. Onun bireyleri, sizin kardeşlerinizdir. Aşağı tabakanın hataları, biraz da yukarı tabakanın ihmalinden kaynaklanmaktadır."
- Ülkelerin güçlü veya zayıf, halkların gelişmiş veya geri kalmış olmasının altında yatan tek neden yöneticinin adil veya yetersiz olması değildir. Yönetici nasıl biri olursa olsun -iyi veya kötü, kahraman veya zalim- her zaman kendi halkının canından bir candır, onun bir parçası, ruhunun yansımasıdır. Halk nasılsa, onu yönetenlerde öyledir. Bu yüzden de her halkın hak ettiği iktidarlara ve yöneticilere sahipp olduğu eskiden beri söylenegelmektedir.
- Büyük şahsiyet -- Kahraman, gerçekten de şimşektir, fakat halk kitleleri bir balçık veya ot yığını değildir. Halk, içinden şimşeğin çıktığı bir buluttur. Bulut elektrik yükü ile dolduğu zaman şimşek çakar. İçerisinde elektrik olmayan bulutsa sadece su buharı birikintisidir, şimşek çaktırmaz. Halkta bulut gibidir -- kimliğinde kahramanlık ve büyüklük ruhu yaşayan bir halk büyük insanlar ve kahramanlar da yetiştirebilir. Sadece soğuk bir sisten ibaret olan halk kitlelerinin şimşek çaktırmasını ise hiçbir güç sağlayamaz.
- Süratle değişen zamanın taleplerine uyum sağlayarak, bir fikir hareketine önderlik etmek sadece güçlü iradeye sahip insanların yapabileceği bir şeydir.
- İlk bakışta çok sakin bir eyalet kenti izlenimi uyandıran Tavastgus'un nüfusu yaklaşık altı bindir. Kentin bir ucundan diğer ucuna kadar mesafeyi yürüyerek 7-8 dakikada kat ettiğimi saatime bakarak söyleyebilirim. Şehirde sadece bir otel ve büyük bir salonunda bazen tiyatro oyunlarının da oynandığı bir restoran var. Buna karşılık okul sayısı çok olup, bunlar arasında sekiz yıllık erkek lisesi, öğretmen okulu, örmecilik yüksek meslek okulu, fince ve isveçce eğitim veren iki kız lisesi, kızlar ve erkekler için iki yüksek halk okulu, ilkokul, işçiler için Pazar günü okulu, "Özgürlük Kilise" Pazar günü okulu, ıslah okulu, hazırlık okulu, hapishane mahkumları için okul ve rusça eğitim veren bir okul bulunmaktadır. Bizde bu kadar okulun bulunduğu altı bin nüfuslu bir kasaba gösterin lütfen!
- Her orduda özel saygı duyulan ve ünü her tarafa yayılmış alaylar vardır, bunlar kahraman askerlerden müteşekkil alaylardır. Hem kendi askerleri hem de diğer bölüklerde hizmet eden askerler bu alayları -ölüm alayı- olarak tanımlamaktadırlar. Ölüm süvarileri, ölüm topçuları gibi... Bu isim kendilerinin gerektiğinde son asker kalana kadar savaşıp ölmeye hazır oldukları anlamına gelmektedir. Bunlar gerçek kahramanlardır. Fakat vatan için yaşamak, ülkesi ve halkının kalkınması için çalışmak da vatan uğruna ölmek kadar büyük ve şerefli bir kahramanlık örneğidir.
- Ben sizlerin genç Finlandiyalıların, sadece macarları ayakla topa vurarak yenmekle yetinmemenizi, aynı zamanda Almanları, Fransızları ve İngilizleri beyniniz, kalbiniz ve iradenizle, bilim, ustalık, ticaret, zanaat, adil hukuk düzeni gibi alanlarda, ülke refahının artırılması için halkın verdiği mücadelede yenmenizi istiyorum. Bu büyük mücadelede ilerleyebilmek için futbolcuların damarları çıkmış, kaslı bacaklarına güvenirsek, fazla uzağa gidemeyiz. Topa kafayla vurabilmek için alnın sağlam olması lazım, en sağlam alınlı canlı ise koyundur. Koyun kafasının Finlandiya gençliği için gurur kaynağı olabileceğini sanmıyorum.
- Çocuklarla konuşmuyor,onların hayatlarının nasıl geçtiğini sormuyorlar. Zaman bulunca biraz okşayarak, ellerine bir oyuncak veriyor ve "Çocuklar, şimdi gidin ve kendiniz oynayın" diyorlar. Bu aslında " Gözümden kaybolun, ne yaparsanız yapın, yeterki bizi rahat bırakın" demektir.
- Milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlaken çürüyor da, hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış da bunu doğal bir durum sanıyor sanki. Ama bu böyle mi olmalıdır..?