- Gellner, şöyle diyor: Ulusçuluk, ulusların bir urunu değil, tam tersine ulusları meydana çıkaran, ulusçuluğun kendisidir.
- Mal sahibi, mülk sahibi Hani bunun ilk sahibi. Mal da yalan mülk de yalan Var biraz da Sen oyalan. - Türk halk deyişi
- İşin özünde değil, görüntüsünde, makyajındayız.
- 1968 yılı, Türkiye için pek çok olaya gebe olduğunu daha en baştan hissettirmişti: 31 Ocak'ta Ankara televizyonu deneme yayınına başlamıştı. 20 Şubat?ta Türkiye Büyük Millet Meclisinde büyük bir arbede çıkmış ve Adalet Partisi Milletvekilleri, Türkiye İşçi Partili Milletvekillerini tekme sille dövmüşlerdi. Böylece elektronik iletişim çağı ve siyasal şiddet dönemi ülkemizde, aynı anda başlamış oluyordu. Sayfa : 8
- Sabah namazını kılarken aklı hep Fahreddin Acemi?deydi. Sevmiyordu bu adamı işte. Kur?an?dan başka tüm kitapların lüzumsuz olduğuna fetva veren bir insanı nasıl sevebilirdi? Kitap yaktıran bir adama karşı hiçbir iyi duygu besleyemiyordu. Kitap yakmak da aynen insan yakmak gibi engizitör kafirlerinin işi değil miydi? Sayfa:65
- "İnsanoğlu yüzyıllardan beri sürüler ile sürülere uymayı reddedenler arasındaki savaşlarla ilerlemiştir. Ne zaman sürüler kazanmışsa, o zaman ilerleme durmuş, ne zaman yenilikçilerin sesi kısılmışsa, o zaman insanlık geriye gitmiştir. Bir düşünsene: Hazreti Peygamber Efendimiz, Allah?ın kelamını insanlara aktardığı zaman, sürüler onun sesini kısabilseydi, ahir zaman peygamberi olarak bizleri nasıl aydınlatabilirdi?" Sayfa:44
- Nitekim, Gennadiyus ile Patrikliğini onayladığı günün akşamı yaptığı uzun sohbette, siyasal otorite ile dini otoritenin ayrılığı konusunu ele almış ve uzun uzun siyasal iktidar ile dinsel iktidarın ayrı ellerde toplanmasının erdemlerini açıklamıştı. Sultan Mehmed'in bu açıklamalarından sonra, Gennadiyus da, bütün kalbiyle bu görüşe katıldığını belirtmişti. Sayfa: 25
- Hristiyan aleminde dehşetli bir panik yaşanmıştı. Bu paniğin nedeni, İstanbul?un kaybı değildi. Hatta, Katolikler, hiç sevmedikleri Ortodokslara Müslümanlar tarafından bir ders verilmesine sevinmişlerdi bile. "İstanbul?da kardinal şapkası görmektense Türk sarığını tercih ederim" diyen Bizans İmparatorluğu Büyük Duka'sı Notaras'ın dışa vurduğu düşmanca duygular, Avrupa ile Bizans arasındaki korkunç nefreti simgeleyen sözlerdi. Sayfa:25
- Sevgili kızlarım.canlarım benim, Kıskançlık, pek çok kişinin öne sürdüğü gibi, erkeğin, sevdiğini başkasına kaptırma korkusundan ya da rekabet duygusundan değil, sadece ve sadece ilkel bir egoizmden kaynaklanır. Erkeğin kıskandığı, kadını konuştuğu ya da selam verdiği kişi değil, doğrudan dogruya, kadının, erkeğinin denetimi dışında yani özgür iradesiyle davranması olgusudur. ?
- Sevgili kızlarım, Fiziksel ayrılığınızın yanında, sizle birlikte yaşanmamış güzelliklerin, paylaşılmamış derinliklerin acısı ayrıca gönlümü dağlıyor. Ne mutlu bana ki, henüz hepimiz hayattayken, yani eksiklerimizi tamamlamak olanağı hala varken sizin gurbete gidisinizin üzüntüsü, bana bu gerçeği fark ettirdi. Bu mektubu, paylaşılmamış güzelliklerin, yaşanmamış anıların hüznüyle yaziyorum. ?