- 'Daha çok sevmek mümkün olsa? Bir ölüyü daha çok sevgiyle hayata döndürmek? Şimdiye kadar hiç kimse yeterince sevmedi mi?'
- 'Ben hiçbir şeye alışamadım, hiçbir şeye, ve en az alıştığım da ölüm oldu.'
- 'Ölmek zorunda olduğuma hala inanamıyorum, ama bunu biliyorum'
- ESSE PERCİPİ : Yani var olmak, algılanmak demekti; algılanmayan bir nesnenin varlığından söz edebilme olanağı yoktu...
- Çiçekler zararsızdı, su ve ışıkla, toprak ve havayla beslenirlerdi, insan değillerdi, yaşamlarında bir kez olsun bir kitaba zarar vermiş değillerdi, tersine, insanlar onları yer, yok ederlerdi; çiçeklerin korunmaya gereksinmesi vardı, insanlardan ve hayvanlardan korunmalıydılar, ah, işte, gene aynı şey, hayvanlar, her yerde bu canavarlar karşısına çıkıyordu, bazıları bitkileri, çiçekleri, bazılarıysa kitapları yerdi, kitabın tek doğal dostu çiçekti.
- ''İnan ki, hiçbir ölümlü insan, ağırlığınca kitap kadar etmez...''
- Çok enderdi gülümsediği. Tıpkı, yaşamlarındaki en büyük istekleri bir kitaplık olan kişilerin ender bulunuşu gibi..
- Tek başına bir cümle, henüz temizdir. Ama hemen bir sonraki cümle onu bir şeylerden yoksun kılar...
- Kendi ediminin ürünü olmayan her şey, insana ezici büyüklükte ve önemli gelir..
- İnsanı yıkan bir düşünce: Belki de bilinecek hiçbir şey yok; yanlış olan ne varsa, bilinmek istendiği için ortaya çıkıyor.