Demet Altınyeleklioğlu
- Doğum:
- 13 Şubat 1955 yılında Ankara' da doğmuştur. TED Ankara Koleji'nin 1971 mezunlarındandır. 1975 yılında Ankara Üniversitesi / Siyasal Bilgiler Fakültesi, Basın Yayın Yüksek Okulu'nu bitirdi. 1978 yılında Hacettepe Üniversitesi'nde Eğitim İletişimleri konusunda yüksek lisans yaptı. 1980 yılından itibaren TRT Televizyonu'da çalışmaya b... (devamı)
- TUTKUSU HÜRREM, GÜCÜ SÜLEYMAN, MASUMİYETİ İSE ESARETİYDİ
- TUTKUSU HÜRREM, GÜCÜ SÜLEYMAN, MASUMİYETİ İSE ESARETİYDİ
- Helen gibi ben de kaçtım. Yiyecek bir şeyler hazırlamazsam geceyi aç geçirecektim.Anzak Hemşire'nin savaş ve aşk anılarına tutsak olmuştum.
Sayfa 48 - Onu uyurken seyrettim yine.
Ve dua ettim
Başka dinden birini sevmek günahsa...bağışla kızını Tanrım.
Avustralya Ana, ikinizi de sevemem mi? Onu sevmem sana ihanetse, affet...Yavarırım,affet.. - Anastasia, kaç defa, "Beyi ne zaman göreceğim?" diye sorduysa, Mirna her seferinde, "Hele dur bakalım," diyerek başından savmıştı. "Her şeyin vakti, saati var"
- Ağlıyordu. Artık hiç kuşkusu yoktu. Bu topraklarda gerçek barışı, onların başlatacağı savaş getirecekti. Onuru çiğnenen yenilmişler olarak, muzafferlerin dikte ettiği değil, kanlarıyla yazacakları kendi barışlarında yaşayacaklardı. Belki ancak o barış düşmanlıkları, yaşanmış acıları unutturabilirdi. Şehitlerin ruhları ancak onların sağlayacağı barışla huzura ererdi. Envercik'le Eleni'yi ancak böyle bir barış kavuşturabilirdi. (s. 216)
- Birbirleri için gençliklerinde kaç kere dalaşa girdiklerini hatırlamıyordu. Cemal onun başının belaya girdiğini duyduğu her sefer yıldırım gibi yetişir, koca yumruklarıyla ağız burun kırardı. Aynı şeyi Stelyo da yapmıştı onun için. Ve şimdi devran dedikleri şey kardeşleri düşman ediyordu! (s. 94)
- "Bir dostluk unutulmaz mayıs, bir de düşmanlık. Ben bunlardan dostluktan başka bir şey görmedim. Şimdi bana onların düşmanımız olduğunu söylüyorlar. Acı tatlı günlerimde benden uzak duran kokonalar, şimdi kapımı aşındırıyor.'Kes şu Müslüman karılarının ayağını evinden,' diye başımın etini yiyorlar. Sen dostunu terk etmiyorsun, diye dinine, soyuna ihanet ettiğini düşünüyorsan, ya bunların yaptığına ne demeli? asıl hainlik dost zayıf düşünce ona düşman kesilmek değil midir? (s. 77)
- "Ne olacak? Koca devleti çocuk çeteleri mi teslim alacak? Bunlar sadece Osmanlı yenildi sanıyor. Aslında hepimiz yenildik Maria. Türk'ü, Rum'u, Ermeni'si, Arap'ı, Çerkes'i, bu topraklarda kimler yaşıyorsa hepsi yenildi. Anlıyor musun? Yenilen bu toprak. Şimdi ne olacak? Gelip memleketimizi işgal edecekler. 'Bu Türk'ündü, bu Rum'undu,' diye ayıracaklar mı? Yooo. Osmanlı'dan kurtuluyoruz derken İngiliz'in, Fransız'ın, bilmem neyin tutsağı olacağız. Budala bunlar. Kafasız. Kör. Bu gerçeği bile göremiyorlar." (s. 306)
- Oğlu kahramanlık için onu ihbar etmişse her an yollarına bir Yunan gambotu veya balıkçı motorlarıyla denizi tarayan çeteciler çıkabilirdi. Aklı bir türlü almıyordu Stelyo'nun. Durmadan "Neden?" diye soruyordu kendine. "Hem Türkleri kaçırtmak için her türlü baskıyı yapıyorlar, hem kaçanları yakalayıp öldürüyorlar. Neden?" (s. 494)