- Atomun parçalanması üzerinde çalışan bilginlere entelektüel denmez; onlar sadece bilginlerdir. Ama aynı insanlar imaline yardım ettikleri aletlerin büyük tahrip gücünden korkarak efkar-ı umumiyeyi atom bombasının kullanılmasına karşı uyarmak için bir araya gelir ve bir bildiri imzalarlarsa entelektüel olurlar.
- ?Batı?nın meyvelerini kendi ağacımıza asarsak, efendisinin ilaçlarını yutan uşak gibi oluruz. Yeni Osmanlılar?dan genç sosyalistlere kadar bütün intelijansyamız hamakatin içindedir. Batı?yı tanımadan taklit etmişiz. Batı?nın büyü formüllerini satıhdan taklit etmişiz. Çare, Batı?yı bütün olarak tanımak. Batı?nın içtimai ve iktisadi tarihini bütünü ile bilmek, her içtimai nazariyenin zehirli ve hayırlı taraflarını bütünün içine yerleştirerek anlayabiliriz. Batı?nın bütün dünya görüşlerini bilmek. Batı?yı bütünüyle, yalanı ile, hakikati ile tanımak.?(17 Mayıs 1975)
- bir adamın '' benden başka herkes aldanıyor '' demesi güç şüphesiz; ama sahiden herkes aldanıyorsa o ne yapsın?
- Kitaptan değil kitapsızlıktan korkmalıyız. Bütün ideolojilere kapıları açmak,hepsini tanımak,hepsini tartışmak ve Türkiye'nin kaderini onların aydınlığında fakat tarihimizin büyük mirasına dayanarak inşa etmek. İşte,en doğru yol bu.
- Mundar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.
- Avrupa'yla aramızda aşılmaz bir duvar var. Doğu, kapitalist için de, sosyalist için de sömürülecek bir alandır. Doğulu ise, bir yarı insan, şüpheli yandaş, tek kelimeyle düşmandır.
- Yumuşak kalplilik de olmaz polemikte. Ölüm bir mazeret değildir. Voltaire: ?yaşayanlara saygı borçluyuz az çok?, diyor?.?ölenlere tek borcumuz kalmıştır; hakikat?. İslamiyet: ?ölülerinizi hayırla yadediniz? buyurmaktadır, ölülerinizi yani sizden olanları. Yaşayanları yöneten ölülerdir. Demek ki öldürülmesi gereken ölüler de var.
- ?Vatandaşlığı yapan kan ve toprak değil, inanç. Ümmetin Avrupa dillerinde karşılığı yok. Siyasi ve dini bir bağ. Kuran hem bir ibadet kitabı, hem bir anayasa, muhatabı bütün insanlık. Demek ki İslamiyet?in temel mefhumu: eşitlik. Bu bir amaç değil, bir hak. Hürriyet, eşitliğin bir başka adı veya görünüşü. Sınıf kabul etmeyen, imtiyaz tanımayan bir dinde kimin, kime karşı hürriyeti? Batı, hürriyeti, bir hata işleme hakkı olarak tarif ediyor. Müslümanın böyle bir hakkı yoktur. Çünkü o ebedi hakikatin, yegane hakikatin, cihanşümul hakikatin emrindedir. Evet, İslamiyet bir kanun ve nizam hakimiyeti (nomokrasi)dir. Batı?nın gerçekleştirmeğe çalıştığı eşitliği çoktan fethetmiştir. Fikir hürriyetini, insanı insana saldırtan bir tecavüz silahı olarak değil, bir ikaz, bir irşat vasıtası olarak kabul etmiştir. Demokrasinin ta kendisidir İslamiyet. Ama Batı?nınkinden çok başka bir ruh ikliminde gelişen, çok başka umdelere dayanan bir demokrasi.?
- Onlar sürü yavrum. Zincirlerinden başka kaybedecek neleri var? Karanlıktan geldiler, karanlığa gidiyorlar. Ummandaki dalgalar gibi sayısız. Tarihi yok bu sürünün. Macerası yok. Yıldızlara tırmanan merdivenden habersiz. Yürüyen, esneyen, tepinen ve öğrendiği şeyleri tekrarlayan uzviyet. Kafanın vecdinden habersiz. Bu sarhoş karnaval alayını yıldızlar, yüzbinlerce yıldız, kayıtsız bakışlarıyla seyrediyor.
- ?Bir kısım insanların düşüncesi etraflarını yansıtan bir aynadır, onlar başkalarının kaydettiklerini bıkmadan tekrarlayan plaklar gibidirler; ruhları yoktur, üstün zekalı hayvanlardan pek az daha mükemmel mekanizmalardır, dünyaları vücutlarıyla sınırlıdır ve vücutlarıyla beraber yok olurlar... Bir kısım insanlarsa kendilerini aşarlar ve kendilerini feda etmesini bilirler, bir fikre, bir davaya adarlar kendilerini, anıta, olaya, kitaba dönüşürler... Ruhları ışık ve sevgi kaynağıdır?? Cemil Meriç - Jurnal