- Atatürk?ün, İnönü?ye, ?Siz mecliste hep meşgulsünüz. Benim burada bir saatimi dolduracak işim yok? dediği rivayet edilir. Atatürk hep gitmek istemiştir, kelimenin gerçek manasında emekli olmak istemiştir. Hasta yatağında Afet İnan?a, duvarda asılı tabloyu göstererek, ?Oraya gidelim Afet. Her şeyi bırakalım. Şöyle basit bir ev, ocaklı bir oda. Çekip gidelim ormanlara...? demiştir. Ama bunların hiçbirini yapamıyor. Dümeni bırakırsa işlerin kötüye gideceğini biliyor. Dümeni bırakmıyor ama hep bırakmış izlenimi veriyor. Sen Başbakansın, sen Meclis Başkanısın vs. Ama hep yukarıdan koordine ediyor. İnönü, şöyle diyor Atatürk?e, ?Gazeteciler dedikodu yapıyorlar. Bu memleketi daha ne kadar on bir sarhoş idare edecek? diyorlar. Atatürk şöyle cevap veriyor: ?Pardon?? diyor, ?On bir sarhoş mu? Halt etmişler. Bu memleketi sadece bir sarhoş idare ediyor? diyor. Orada, arkadaşlarının arasında gerçeği söylüyor, ?Hiçbiriniz, hiçbir işi layıkıyla yapamıyorsunuz.? Doğru da. Atatürk, etrafındaki insanlardan çok bezgindi. Rahmetli dedem anlatırdı, ?Herkes Atatürk içkiden öldü zanneder. Hayır. Kahrından öldü.? Derdini anlatacak adamı yoktu. Arkada bıraktıklarından hakikaten Atatürk?ün ne dediğini anlamış sadece bir kişi var, o da Hasan Âli Yücel?di. Tek bir adam. Onu da nihayetinde İnönü, Amerika?nın, Rusya?nın, ağaların baskısıyla harcamıştır.