Zenginliğin gösterilmesi, paranın konuşulması ayıptı, görgüsüzlük belirtisiydi, insanlık ve komşuluk tedavüldeydi hâlâ, ama kimse kimsenin işine ve özgürlüğüne burnunu sokup, kendi inanç ve âdetlerini de dayatmazdı. Başkasını rahatsız etmediği sürece kimsenin inancı veya inançsızlığı öbürününkinden daha önemli ve/ya kutsal değildi. Belki de en çok bu yüzden, 6-7 Eylül olaylarında dışardan gelip kargaşa çıkartmak isteyenlerin en başarısız olduğu semt Kuzguncuk olmuştur.
erkekler tek başlarına bunca kanın ve ölümün günahını yüklenebilir miydi ? yo hayır,hayır öyle şey olamazdı çocukların ve kadınların da kendi iç savaşları vardı ve savaş insan denen canlının buluşuydu yalnızca insana özgüydü kadın çocuk fark etmezdi
Edebiyatın ve sanatın giderek kültürsüzleştirilen, tüketim merkezli bir toplumda önemsiz bulunmasına bir türlü alışamasa da, bunun kendini yaralamasına engel olmaya çalışıyor, tabii olamıyordu
uyanınca kabusun bitmediğini görmek en büyük kabustur
iyi iletişim olmadan ne düşünce ne uygarlık olurdu
zorbalar,başa çıkamadıkları,korktukları her şeyi tarih boyunca daima yakmışlardı. zorbalar,insanları,kitapları ve binaları hep yaktılar... zorbalar korktukları herkesi cadı ya da şeytan diyerek cayır cayır hep yaktılar! düşünceler ve düşler yanmaz maddeden yapılıyor oysa...
Yıllar sonra bugün de iyi şairlerin birer sözcük illüzyonisti olduklarına dair fikrim değişmedi. Yazar ve şairlerin aslında ne denli yalnız insanlar olduklarını ve bu hokus pokus işini en çok kendilerini eğlendirerek, yalnızlıklarının acısını azaltmak için düzenlediklerini anlamamsa daha yıllar alacaktı.?
hayatta ne zaman mutlu olsam bunun en iyi günlerim olduğunu hatırlatıcak bir mutsuzluk habercisi daima karşıma çıkmıştır
yazar insan denen hayvanların en yalnızıdır
insanlar tarih boyunca ve umut adlı iki duyguları sömürülerek yönetildiler
Alexandre Dumas
Carlos Ruiz Zafon
Robin Sharma
Arif Nihat Asya
Pierre Rey
Jean Genet
Bilge Karasu
Jack Kerouac
Henry David Thoreau
Ursula K. Le Guin